Zübeyir Yetik önceki gün ruh emanetini teslim etti ve dün de Karşıyaka mezarlığında toprağa verildi. Mevla gani gani rahmet eylesin. Cenazesine bazı eski siyasiler Bülent Arınç, Atilla Koç, İbrahim Halil Çelik, Memursen Başkanı Ali Yalçın ve ekibinden bazı isimler, Prof. Dr. Yasin Aktay, Milli Gazete’deki yazar arkadaşlarından Abdurrahman Dilipak ile yakın ailesi ve bir grup vatandaş katıldı.
Sade bir cenaze merasimi idi. Akif’in ”sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir” dediği türden.
Yaşayışında ve yazılarında hesap gütmeyen hasbî olandı. Bizim klasiklerin nev’i şahsına münhasır dediği kısa kısa cümlelerden müteşekkil ilkeler üzerinden rota çizen kendine has bir yazı üslubu vardı. Tamahına esir olmadan, hırslarına teslim olmadan yaşadı ve yazdı. Bu cihete yazılarında zaman zaman vurgu yapardı. Fikir ve kültür tarafı ile Türkiye’nin ana omurgasını kuvvetlendiren tesirde yazılarıyla besledi. Nitelikli bir kitleye hitap eden ferasetli bir bakışı vardı.
Yıllar evvel Suriye’de Esat döneminde başlayan gösterilerden ve akabinde o zamanın yürütülen görüşmelerinden sonra film adeta kopmuştu. Bölge dışı sömürgeci devletlerin muhtelif nam ve gerekçelerle Suriye’ye yerleşmelerine dikkat çekmiş. ”Emperyalistler sorunu bahane ederek bölgeye yerleşti.” tespitini yapmıştı. Suriye meselesi Türkiye için bir gaile halini almış. Bugünkü haline getirebilmek için nerede ise Türkiye’nin pek çok kaynak ve imkanı ile yaklaşık 15 senesine mal olan bir süreç yaşanmıştı. Dahası yaşanacaklar da geride…
Cenazesi ”nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz…” tarifindeki yaşayış ve ölüm sadeliğini hatırlatıcı mahiyette idi.
Yazılarında üzerinde durduğu bir başka husus iyilikleri çoğaltmak, kötülüklerin üstünü açmamak şeklinde bir prensip yorumunu barındırmaktaydı. Zaman zaman muhasebe gerektiren toplum ve insan unsuru geçen hadiselerde hep bir noktaya dikkat çeker. Hazreti Peygamberin bu konudaki tutumunu doğru anlamak gerektiği vurgusunu yapardı. O da bir ‘’Okçular Tepesi’’ hadisesi vaki olmuş. Ancak Hazreti Peygamberin o isimleri çok fazla ifşa ederek hedef göstermek gibi bir yola tevessül etmemişti. Bu tutuma bilhassa dikkat çekerdi. Selefi salihinin de bu yolu takip ettiğini belirtirdi. Bu durumun günümüzde de uygulanması gerektiği hususuna vurgu yapardı. Çünkü bu durumun üzerine fazla gidilmesinin nedenini ‘’fitne’’ye sebebiyet verebileceği endişesinden bağlardı. Ona sebep güncellik barındıran kimi hadiselerde doğrudan kişiler üzerinde değil durumlara dikkat çeker ve itidal cephesinden açıklamaya itina gösterirdi.
İyi bilirdik. Olduğu gibi görünen göründüğü gibi de olmaya çalışan yaşantısına uygun tarzda yazı yazmaya çabalardı. Yazılarından istifade ettik. Menzilin mübarek olsun Zübeyir Ağabey. Mevla gani gani rahmet eylesin.
Mevla ahiretini mamur eylesin.