Türkiye’de bir ilk olmak üzere eğitimin milliliği esasları üzerine fikir, kültür, bilgi ve ilim esasları üzerinden bir toplantı yapıldı.

Maarifin Sesi platformunca organize edilen Eğitimin Milliliği ve Maarif Düşüncesi  1. Toplantısı  Ankara’da yapıldı. Toplantıya ülkemizin dört bir yanından kültür ve akademi alanından yetişen eğitim adamları, maarifçi şahsiyetler katıldı. Toplantının ana temasını eğitimin milliliği ve maarif düşüncesi oluşturmaktaydı.

Materyalizm ve modernizm eğitimi ne kadar domine etti, gelişen çağda insan ve insanlığın kaybedildiği bir dünya; millet, millilik, ülke, kültür ve şahsiyet ilişkisi, kültür tarihi, yerlilik, yerli edebiyat ürünlerini okuma ve kimlik inşasındaki yeri, aidiyet, çağ, modernite, felsefe ve milli eğitim ilişkisi, eğitimin millilik yönünden bilgi ve bilim çerçevesi, kimlik  kavramı ve önemi, anlamı, yaşama ideali haline getirilebilmesi, İslam, kültür, eğitim ilişkisi üzerine zengin fikir tartışmaları yapıldı. 

Eğitimin milliliği ve maarif düşüncesi konusunda fikir ve görüşler oldukça büyük bir vukuf ve liyakatle tartışıldı. Toplantı çok canlı fikir tartışmalarına sahne oldu. Toplantı, eğitimin milliliği üzerine alakadar bir seyirci topluluğunca takip edildi.   Leyla Yıldız, okuma ve okuma kültürünün şahsiyet inşasındaki rolünü edebiyat tarihinden örneklerle anlattı. Prof. Dr. İbrahim Baz, tasavvuf dilinin  bu çağ nesline ve gençliğe ulaşmadaki tesir ve kudreti üzerine modellemeler yaptı. İhsan Yalçınkaya, kültür tarihimiz ve kültürel ürünlerimizle yeni nesil inşasındaki ilişki üzerine farklı kültürel motiflerimiz üzerinden örneklemeler sundu. Prof. Dr. İsmail Aydoğan, bir yakın tarih analizi eşliğinde insanımız ve şahsiyetinin milli kimlik inşasında kültür temelli eğitim yoluyla millilik arayışı üzerine beyin fırtınası yaptırdı. Prof. Dr. Celal Türer, millilik kavramının çerçevesi ve tarihi gelişimi üzerinden eğitimin felsefi temellerine pencereler açtı. Halen İslam Medeniyeti mensubiyetimiz üzerine vurgularla kimlik ufukları açtı. Nurcan Şarlayan, eğitim-estetik ilişkisi,  kavram ve terminolojisi  üzerine kültürel ve tarihi değerlerimiz üzerinden millilik kritiği yaptı. Prof. Dr. Yücel Acer, üniversitelerin eğitim ve millilik ilişkisi üzerine karşılaştırmalı örneklerle açıklamalar yaptı. Ahmet Tek, çocukların okuldan çok daha fazla medyanın tesir ve sağanağının ortasındaki hali pürmelali üzerine bilgiler vererek eğitimin millileştirilebilmesi için bir başka önemli cepheye dikkat çekti.

 Prof. Dr. Halil Rahman Açar, eğitimin felsefesi ve milliliği üzerine Batı’dan örnekler verdi. Mustafa Altınsoy, öğretmen okulları ve öğretmenliğin milli eğitimdeki yeri üzerinde durdu.

Üç oturum üzerinden yapılan toplantıda, konu ve temanın daha iyi anlaşılması, idrak pencereleri açılması, yeni kavrayış ve ufuklar açılarak millilik yolunda zihin açıcı tesirler uyandırabilmek için her oturum sonunda müzakereler yapıldı. Müzakerelerle eğitimde milliliğin kültürümüzün, kimliğimizin ve inancımızın her alandaki cepheleri üzerine teorik zeminler, uygulama örnekleri ve tefekkür pencereleri açılabilmesine fikri zeminler oluşturuldu.

Sadece akıl penceresiyle dünyayı anlayıp anlamlandırmaya çalışan pozitivizm baskısında kıvranan bir eğitim dünyamızın sonuçları ortaya konuldu. Milliliğin, ahlaki, insani, kültürel ve dini açıdan bir fikir ve kültür halinde eğitim dünyamıza çok yönlü yansıtılmasının yol, metot ve teorilerinin önemi tespit edilerek ıslah ediciliği ve inşa ediciliği üzerine, nitelikli insan yetiştirmek hedefi olan  ufuk ve zihin açıcı görüşler açıklandı.

Mevcut eğitim sistemimiz üzerinde “Ne yapmalı?” sorusunun cevabında hemen bütün katılımcılar yön ve istikamet birliği halindeydiler: Hayatın her alanını kültürümüzle, tarihimizle, inancımızla irtibatlandıracak bir eğitim sistemi. Çağın insan ve eğitim alanındaki  gelişmelerini, kültürümüzle tarihimizle birleştirip yeryüzünü inşa edecek, insana ve yeryüzüne hikmetle bakacak, ahlâk sahibi, kendini, cemiyetini ve Allah’ı tanıyan bir nesil için yola koyulmak.

Bütün bu hakikatlerle temasımızı sağlayan yegâne unsur dilimiz Türkçeyi tarihi kimliğine sadık, sahih muhtevasına sahip eserler veren yazarların kaleminden çıkan eserlerle öğrenip öğretmeli. Olabildiğince zengin kelime kadrolu bir Türkçe öğrenilmeli.

Bu tespit ve hedeflerle toplantı hitama erdirildi.

Altı ay sonra bu toplantının devam ettirilmesi kararlaştırıldı. Bir sonraki toplantıda eğitimin milliliği yolunda her konuşmacının kendi teması üzerinden  “Nasıl yapmalı?” sorusuna cevap oluşturacak tez, teori, teklif ve görüşler üzerinde tefekkürümüzün yoğunlaştırılması hedefinde karar kılındı.

Milletimize, Türkiye’ye ve insanlığa faydalı olması dileği ile.

Sağlıcakla kalın.