Mehmet Akif milli marşımızın şairi.
Türkiye?de bir asırdır halkın hissiyatını terennüm eden,
muhtevası, şiiriyyeti, oluşturduğu kültür ve kimlik değerleri ile halka mal
olmuş bir marştan çok öteye tarihî anlamlar taşıyan İstiklal Marşı?nın
yazarıdır Akif.
İçinde barındırdığı güçlü toplumsal aidiyetleri, şiirin
manevi kodları, Akif?in şiire yüklediği üstün edebi ve kültürel güç İstiklal
Marşı?nın yüksek sahiplik duygusuyla halk tarafından benimsenmesini
sağlamıştır. Resmi ve gayri resmi ortamlarda en çok okunan ve söylenen yönü ile
İstiklal Marşı, Akif?in dahi
sanatkârlığının bir ürünüdür.
Mehmet Akif İstiklâl Marşı`nı Maarif Vekili Hamdullah Suphi
Tanrıöever`in sürekli ısrarları üzerine yazmıştır. Hamdullah Suphi`nin bu
ısrarlı tavrının arkasında devrin üst yöneticilerinin ve Mustafa kemal Paşa`nın
kabullerini görmek lazımdır. Milli marş yazılması için açılan yarışmaya 700`den
fazla şiir gönderilmiş ancak bunlar arasından öne çıkan olmamıştır.
İstiklâl Marşını yazması devlet ricası olarak Akif?ten talep
edilmiştir. Bu talebin oluşması, Akif?in sadece şairlik yönü tesiri ile husule
gelmiş değildir. Milletimizin ortalama kimliğine en güçlü vurguyu Akif?in
yapabileceğine olan inançtan dolayı bu talep Akif?e yapılmıştır. Milli
Mücadele?yi yürüten mecliste ?İslam Şairi? unvanı ile kayıtlı olan tek
milletvekili vardır. O da Mehmet Akif?tir.
Akif`in yazdıkları başta İstiklâl Marşı olmak üzere pek az
faniye nasip olmuş yüksek okuma, anlama, söyleyiş ve iltifata mazhar olmuştur.
Bu durum yeni kurulan Türkiye için aynı zamanda bir mazhariyet, bir nailiyyettir.
Akif, inandığı davası bu dünyadaki tek derdi olan biridir.
Akif bir hakikat adamıdır. Hakikat davasının savunucusu. Bütün hayatını
davasına adamış milli bir şahsiyettir.
Türkiye?de şahsiyeti, eserleri, şiiri, sanatı ve vatansever
kimliği ile anlatılması oldukça zor isimlerden biridir Mehmet Akif. Onun için
ülkemizde hakkında en çok yazı, kitap ve eser yazılan isimlerden birisi
olmuştur Akif. Türkiye?de çok değerli edebiyat ve fikir adamları Akif?i
muhtelif cepheleriyle anlatan pek kıymetli eserler vermişlerdir.
Akif, yakın
tarihimizde oynadığı mühim rol itibari ile de anlaşılması ve anlatılması
gerekli isimlerin başında gelmektedir. Osmanlı?nın son döneminde de,
Cumhuriyetin kuruluşuna giden yolda da Mehmet Akif sahnenin hep önünde yer almıştır.
Hatta Akif, milletin moral değerlerini ve fikri cephesini inşa etmek için
devlet teşkilatınca öne çıkarılmış bir şahsiyet olmuştur.
Her ülkenin, her devletin kurucu değerleri vardır. Akif?te
bu ülkenin kurucu değerlerinden biridir. Toplumsal meselelere ve zamanın
küresel olaylarına bakışı ve hadiseleri kavrayış ve işleyiş şekli ile
Akif, Milli Ruhun manevi/kimlik mimarı
rolünü oynamıştır, diyebiliriz. Şiirleri ile, yazıları ile, yayınları ile,
vaazları ile Akif, kurucu, inşa edici, ihya edici bir rolle hep en ön saflarda
yer almıştır. Yeni devletin, yani Cumhuriyetin temellerine giden yolda Milli
Mücadele? nin arka planındaki felsefenin inşasında da Akif vardır. Sezai
Karakoç, Akif?in Cumhuriyetin kuruluşuna giden yolda oynadığı rolü, ??ateşin içinden
kendi eliyle alıp çekicin altına sürdüğü kızgın demir??i işleyen kimsenin
yaptığına benzer çileli, meşakkatli bir vazife olarak tanımlar.
Akif mütefekkir toplumcu bir dava adamıdır. Sezai Karakoç?a
göre: ??Akif?in fikir kaynağı bizzat toplum ve toplumcu düşüncedir.?? Akif?in
içinde millet ve millîlik olan meselelere bakışı çağı içine alan bir inanç
penceresinden olmuştur. Asım ve Köse İmam sembolleri ile gelecek tasavvurunu ve
ideal insan modelini de ortaya koymuştur.
Bugünkü neslin Akif?e seslenişini Sezai Karakoç?un dilinden
verelim:
??Boşuna yaşamadın, boşuna savaşmadın ve boşuna
ölmedin.??
Akif elbette bugünler için yaşadı. Akif muhakkak ki,
bugünleri yeniden inşa etmek için ruh ve fikir çilesi çekti. Yeniden ve bir
daha medeniyet âlemine güçlü bir şekilde dönen bugünün Türkiye?sine gelen
yolların taşlarını döşeyen fikri cephenin baş mimarlarından birisi oldu Akif.
Akif, şiiri ?aczinini giryesi? olarak görmekte. Akif,
şairlikte gözü olan biri olarak değil, cemiyetin dertlerini inançları zaviyesinden
dile getirmek için bir araç olarak şiir yazmıştır. Akif şiiriyyeti oldukça
güçlü sözlerin sahibidir. Meramını en veciz şekilde dile getiren bir şair
olarak da temayüz etmiştir. Nurettin Topçu, onun ??hicap ve nedamet şiiri, şu
tek mısradan daha veciz anlatılır mı???
diyerek söz ettiği:
?Utandım ağlayarak, ağladım utanmayarak!?
Mısraında sözlere yüklediği manalı kudretten büyük bir
hayranlıkla bahseder.
Akif, Milli Mücadele?nin Milli Mücahede ile kazanılmasının
arkasındaki isimdir. Yeni devletin, Cumhuriyetin kuruluş felsefesini inşa eden
arka planındaki asil şahsiyettir. Akif her kesimi ve her kısımı ile
insanlarımızın birleştiği bugünkü Türkiye?nin tutkal hamurudur.
Türkçe`nin büyük müdafilerinden Türkiye Yazarlar Birliği
Şeref Başkanı D.Mehmet Doğan, Mehmet Akif`in anlaşılması, anlatılması ve
bugünkü Türkiye`nin temelleri atılırken oynadığı mühim rolün tespiti için bir
ömür harcayan isimdir. Doğan İstiklâl Marşı üzerinden: ``İstiklâl Marşı bir
milli mutabakat metnidir`` diyerek son derece önemli bir tespit yapmıştır.
İstiklal Marşı halkımızı en çok uzlaştıran, en güçlü
toplumsal mutabakatı sağlayan unsurlarının yer aldığı çok güçlü bir buluşma
belgesidir. Belgesidir diyoruz. Çünkü
İstiklal Marşı, dini muhtevası, taşıdığı aidiyet unsurları, güçlü şiir vurgusu,
yüklediği ve yüklendiği toplumsal motivasyon ile milletimizi üzerinde
birleştiren mutabakatın adıdır.
Akif, Milli
Mücadele?nin içinde çok ayrıcalıklı ve etkili bir şekilde yer alır. Yazdıkları
ile, yaptıkları ile yaşadıkları ile cemiyetimizin üzerinde en çok ittifak
ettiği, aidiyetlerini en güçlü şekilde benimsediği kâmil bir model
şahsiyettir.
Mehmet Akif, taşıdığı kimliği ve oluşturduğu aidiyeti,
zamanın devlet ricalinin kendisinden talep ettiği/yaptığı hizmetleri, şairliği, yazarlığı, halk adamlığı, Milli Mücadele?de üstlendiği misyonu ve
yaptığı faaliyetleri ile cumhuriyetimizin gerçek kurucu değeri olarak kabul
edilmelidir. Onu anlamak Cumhuriyetin kurucu değerleri üzerine düşünmek
zorundayız. Ama onu anlamak da kolay değildir.
Çünkü o:
Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem.
Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım!
diye haykıran bir
şairdir.