Öğretmen Okulları, öğretmen yetiştirmek üzere bir eğitim kurumu olarak ilk defa 16 Mart 1848’de Darülmuallimin adıyla kuruldu… Darülmuallimin’in ilk Genel Müdürlerinden biri de  Ahmet Cevdet Paşa’dır… İlk önce sadece Rüşdiyelere(ortaokul) muallim yetiştirirken daha sonra Darulmuallimin-i Aliye adını almış ve 1891’den itibaren İptidai, Rüştiye ve İdadi’lere öğretmen yetiştiren, yüksek nitelikli öğretmen okullarına dönüştürülmüşlerdir… 1915 yılında Cumhuriyet dönemindeki son şeklini almış olan okulların adı,   Heyet-i ilmiye tarafından 15 Temmuz 1923’de daha cumhuriyet kurulmadan Yüksek Muallim Mektebi olarak değiştirilmiştir… 

1934’te bir değişiklik daha yapılarak bu okulların adı Yüksek Öğretmen Okulu yapılmış, ancak  takip eden bir kaç on yıllar boyunca Yüksek Muallim Mektebi olarak anılmaya devam edilmiştir…

Bu okullarda 1946 yılına kadar akademisyenler de derse girmiş ve döneminde diğer branşlara serbest öğrenci alınırken öğretmen okullarına puanla ve sıralamayla öğrenci alınmıştır.. Öğretmen Okulları zamanla  Başbakanlar, bakanlar, yüzlercesi Profesör olan akademisyenler yetiştiren,  zeki köy çocuklarının yetişebildiği yegâne tahsil kademeleri olagelmişlerdir. 12 Haziran 1946 tarihinde çıkarılan üniversiteler yasası bu okulların sonunu getirmiştir. Bu kanunun çıkış tarihinden itibaren akademisyen Profesörlerin bu okullarda derse girişi yasaklanınca Yüksek Öğretmen Okulları gözden düşmeye başlamıştır…          Bu şekilde başlayan süreç 1949-1950 yılı başında Öğretmen Okullarının kapatılmasıyla neticelenir. Öğretmen Okulları tekrardan, 2 yıl sonra, 1 Mart 1951’de, tarihi ve görkemli bir mekan olan Çapa’daki binada, Çapa Yüksek Öğretmen Okulu olarak yeniden eğitime başlar.

1950’li yılların ortalarında Türkiye çapında Öğretmen Okulu sayısı  42’ye ulaşmıştır.  1950’li yılların sonlarında ise bu sayı 52’ye ulaşmıştır.  Bu okulların 21’i Köy Enstitülerinin devamı niteliğinde olup eğitim süresi 6 yıldır Öğretmen Okulları Köy Enstitülerinin kuruluş amaçlarının ve ülke ihtiyaçlarının bir yansıması olarak ülkenin tümüne neredeyse eşit aralıklarla serpiştirilmiş bir şekilde kurulmuştur. Bundan da maksat, tüm ülkenin köy çocuklarına okumada fırsat eşitliği sağlamak ve  başka okuma imkanı olmayan köy çocuklarına eğitim imkanı sunarak köylerin modernleşmeye katkılarını sağlamaktır. 

Bu arada Hasan Ali Yücel’in Maarif Vekaleti zamanında çıkarılan bir kanunla

1940 yılında demiryolu güzergahına yakın noktalar seçilmek suretiyle köy çocuklarının tek yükselme yolu olan 21 Köy Enstitüsü açılmıştır…Sonraki Milli Eğitim Bakanı bu okulların adını 1946’da değiştirmiş ve Köy Öğretmen Okulları şeklinde isimlendirmiştir.. 1954 yılında da çıkarılan bir kanunla da köy Enstitüleri kapatılarak tümü Öğretmen Okulu adını almıştır… 1958-59 senesinde 52 Öğretmen Okulunda okuyan 19 bin öğrencinin % 75’i köy çocuğudur…Aynı yıl Ankara’ya ve daha sonra İzmir e birer Yüksek Öğretmen Okulu daha açılır.. Ankara da açılana Amerikalı eğitim danışmanları tepki göstererek yardımları kesme tehdidinde bulunurlar…

Zamanın Milli Eğitim Bakanı  kararında direnince bu okullar açılmak durumunda kalır…

Üniversitelerde bu güne kadar, 350’ye yakını Profesör olmak üzere 600’e yakın Yüksek Öğretmenli akademisyen görev almıştır. Prof. Cemil Bilsel, Prof. Mazhar Osman, Prof. Besim Darkot Öğretmen Okullarından yetişen başlıca hocalardır. Bunlar arasından; 2’si rektör 45’i dekan olmak üzere üst düzeyde yönetici çıkmıştır. Böylece Yüksek Öğretmen Okulları, asıl işlevleri olan lise öğretmeni yetiştirmenin yanında üniversitelerin öğretim üyesi kaynağı da olmuşlardır.

Bu hali ile 1976 yılına kadar gelen Öğretmen Okulları o yıl açılan Eğitim Enstitülerine kadar öğretmen yetiştirmeye devam eder. O yıl Öğretmen Okulları bir yedinci sınıf, diğeri de altıncı sınıf olmak üzere çifte mezun verir. Yedinci sınıftan mezun olanlar öğretmen unvanı ile altıncı sınıftan mezunlar ise yeni adı ile Öğretmen Lisesi unvanı ile  mezun olurlar. Bu  mezunlardan isteyenlere Eğitim Enstitülerine kayıt yaptırma hakkı verilir. Tabi bu konunun burasında o dönem bu geçişi sağlayan Öğretmen Okulları Genel Müdürü Ayvaz Gökdemir’i de hatırlamak ve rahmetle yad etmek gerekir.

Böylelikle Öğretmen Okullarının hikayesi Öğretmen Liseleri olarak sürmeye başlar…

*Daha önce yayınlanan bu yazımız bazı düzenlemelerle yeniden yayınlanmıştır.