İnsan, Cenabı Allah’ın en güzel eseri. En efdal yaratılmış olan. Allah’ın yeryüzündeki halifesi. Sorumluluk sahibi. Teklife muhatap olan. İnsanın mahiyeti, gayesi ve yaratılışı ana kitabımızdan başlayarak tarih boyunca derin tefekkürlere ve tariflere konu olmuştur.  

İnsanın mahiyeti en üstün hikmet ve fıtrat dereceleri şeklinde tezahür eder. Ekmel-i mahlûk yani en mükemmel surette yaratılmış olan ve eşrefi mahlûk, yaratılmışların en şereflisi olan. Aynı zamanda en aşağı derekelere düşecek olan da insandır. Belhüm adal yani fıtratından sapan, kan dökücü olan en aşağı derecelere düşen, en alt kademelere inebilen demektir.

İnsanın esas sorumluluğu halife sıfatında saklıdır. İnsanın, halife olmasıyla yüklendiği asıl görev yeryüzünü imar ve ıslah etme görevidir. Bu görevini unutması, sapması ile insan, en aşağı derecelere düşer. İnsanın rol, fonksiyon ve icraatı kendisine tanınan mühlet ile çerçevelendirilmiştir. Yani ömür sermayesi ile sınırlandırılmıştır. Tarihe geçen zaman, insanın kabiliyetleriyle, mahiyetini keşfetme çabasının sonuçlarıyla yüklüdür. İnsanlığın bugünkü ilim, teknik ve teknoloji seviyesi insanın kabiliyet ve keşiflerinin bir sonucudur. Olgunluk aşamalarının geldiği noktadır.

Zaman; mahiyeti, tanımı, çerçevesi, sınırı belli olmayan bir meçhul. Tarih boyunca hemen her düşünürün tefekkürüne, pek çok şairin şiirine, pek çok edibin kelamına konu olmuş. Zamanın varlığını ancak ışık ve hareket sayesinde algılayabiliyoruz. Günü, ayı, yılı mevcut olan ışık ve gezegenlerin hareketleriyle idrak edebilmekteyiz.

İnsanın sahip olduğu bilinç, taşıdığı medeniyet tasavvuru ile zamanı yaşaması doğru bir orantıyla gerçekleşir. İnsan zamanla olan bu doğrudan ilişkisini, akıl, hafıza, bilgi dünyasından oluşanlarla, kendisinde oluşan irade istikametinde tecelli ettirir.

Zaman, insanın içine girince yaşamaya ve yaşlanmaya başladığı, çıkınca da vadesini tamamladığı bir ömür sermayesidir. Önüne kattığı, içine aldığı bütün varlığı eşya olsun insan olsun bir başkalaşıma tabi tutan, bizim aşınma, eskime ve yaşlanma olarak algıladığımız, varlığını en iyi şekilde sonuçlarıyla birlikte hissettiğimiz, sözlük anlamları vakit, hengâm manalarına gelen, başı sonu olmayan mücerret kavram. Şairin ‘’Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler’’ diyerek mükemmel belirişlerle sonuçlarına şahit tutulduğumuz meçhul.

Nasıl ki boya kavanozuna girip çıkınca rengini alan eşya gibi zaman tüneline giren insan da yaş ve yaşlılık boyasıyla zamanın ahengine boyanır. Saçları, organları, aklı, fikri ve bilgileri zamanın işlemleriyle bir mamüle dönüşür. Başkalaşıma uğrar. Zamanın ürünleri halini alır. İçinde olgunlaşmak, dolgunlaşmak, tecrübe olan tekemmülatla ifadesini ve zirvesini bulan insana verilmiş bir büyük ikram şeklinde kendini gösterir, zaman.

İnsan içinden geçtikten sonra azami yüz yıl içerisinde maddi varlığı ile birlikte ismi ve cismi silinmekte yeryüzünden. Sadece eserleri kalır geriye. Özellikle de ilim yoluyla zamana söylenmiş sözlerden müteşekkil eserleri zaman içinde yankılanmaya devam eder.

Penceresinden bakınca bir insanın hayatındaki en kıymetli sermayedir zaman. Her an her zaman tek olarak bir kere vardır ve tekrarı bulunmamaktadır. Öyleyse bunu da en verimli en bilinçli ve en hayra vesile olacak şekilde değerlendirmek en başta gelen görevimiz olmaktadır.

Ancak zaman yönetimi bir bilinç ve irade eğitimi gerektirir. İnsanın zamanının en bol, zihninin en duru, şuurunun da en taze alışlara hazır olduğu dönem gençliğidir.

Öyleyse gençlik döneminde ve gençliğe zaman yönetimi konusunda sağlam bir şuur ve terbiye kazandırmalıdır. Zaman yönetimi bir bilinç halinde gençliğimize kazandırılmalı. Bu devrede Türkçeyi en temel kaynaklarından okuyarak kültürü ve tarihi ile öğrenmeli. Aidiyet unsurlarımız olan hikâyelerimizi, masallarımızı bu dönemde benliğimize süze süze okumalı. Zamanımızın gençlik dönemini planlı bir okuma faaliyeti içinde değerlendirmeli. Temel metinlerimizi okuyarak zamanımızın gençlik çağlarını değerlendirmeli. Gençliği yetiştirirken en fazla zamanı olduğu bu çağının en güzel okumalarını yaparak yetiştirmeli. Gençlik çağında zamanı dolduran okumalarla zamana karşı en güzel hazırlığını yapmış olmalı. İnsana verilmiş en güzel hediye olarak ‘zaman’ı görüp, zamanın hakkını vermeli. Bir ömür kendisini hayatta taşıyacak olan yaşama becerilerini de bu dönemde edinmeli. ‘’En iyi öğretmen hayattır’’ mucibince kendisini hayata hazırlayacak becerilerle donanımlı olarak gençlerimizi yetiştirmeli. Bunun içinde kişiler arası konuşma ve problem çözme metotlarını en iyi öğreneceği sosyal ortamlarla sıkı irtibatlı olacak şekilde gençler bir zaman yönetimine hazırlanmalı. Çünkü yaşadığı toplumla yaşama ilişkileri kurabilmek, en hayati zaman yönetimi metodudur.   Esnaf ve ticari hayat, neslimizin hayat ve iletişim yönetimini zaman yönetimiyle birlikte öğrenebilecekleri en ideal hayat mektepleridir. 

Nasıl işbirliği yapabileceğini, nasıl dayanışma gösterebileceğini, yaratıcı düşüncelerini nasıl hayata geçirebileceğini en iyi öğrenebileceği ortamlar sosyal ortamlardır. Dolayısıyla hayatı mektep yapmalı. Zamanı da hayatın muallimi haline getirmeli.  Bu mektebin içinde sosyal ve kültürel ortamlar zamanı en verimli değerlendirebilecek ve zamana en doğru sözleri söyleyebilecek tecdit/yenilenme yüklü ortamlardır.

Zaman verimli ve şuurlu bir anlamlandırmaya tabi tutulursa öğretir, doğru ve yerinde anlamlandırmalara tabi tutulursa öğretmendir, değeri ve değerlendirilmesi konusunda aklımızı, bilgimizi ve tecrübemizi harekete geçirmez de gaflete düşersek öğütür.

İmam-ı Gazali’ye o kadar kısa bir zamanda bu kadar çok eseri nasıl meydana getirdiğini sormuşlar. O da ‘’Allah’ım bana zaman içinde zaman yarat’’ diye dua ettim karşılığını vermiştir.

Zaman insanın hayatını en anlamlı şuur inşası, en verimli değerler inşası yolunda harcadığı varlık sermayesi olarak en hayati varlığıdır.

Zaman tabiatı ve insanı en mükemmel şekilde olgunlaştıran, değiştiren, dönüştüren, geliştiren varlık vetiresidir. Zaman, yaratıcının insana sunduğu en efsunlu ikramıdır. Türlü türlü meyveler, sebzeler insana lezzet olur, zamanı gelince olur. Cemali insana yaşatan tabiattaki onca güzellikler olur, zamanı yaşayınca olur. İnsandan sadır olan fikir, kültür ve sanat sahasında pek çok eser kemali bulunca bir zaman sonra olur.

Hasılı kelam. Zamanla olur, zaman zaman olur, zamanında olur, eş zamanlı olur, tez zamanda olur,  zamansız olur, zaman alır olur, zamana yayılır olur, zamanını bekler olur.

İnsan zamanla olur.

En güzel düşünceler zamanı gelince olur.

İnsan zamanla olur.

Sağlıcakla kalın.

Şehir ve Kültür Sayı:107

Memiş Okuyucu