Gazze’nin Sessiz Çığlığı
Gazze…
Yüreğiyle savaşan bir şehrin adıdır o.
Kimi zaman yıkılmış evlerin enkazında, kimi zaman bir annenin titreyen ellerinde saklıdır Gazze’nin hikâyesi.
Ve şimdi, 55 bin şehidin sessizliği çığlık olur gökyüzüne yükselir.
Bir çocuğun gözlerinden başlar anlatmaya Gazze.
Henüz oyun çağındayken toprağa düşen bir bedenin, şeker tadında olmayan bir vedanın adıdır Gazze...
Onlar, ne evlerini terk etti ne de düşlerini...
Vatanlarına sarıldılar son nefeslerinde.
Çünkü onlar, imanlarından kaynaklı adanmışlığın, sadakatin ve özgürlüğün adıdır.
Her biri bir umut, her biri bir yemin taşıdı yüreğinde.
"Ölsek de baş eğmeyiz" diyerek, bombaların gölgesinde büyüdü hep o çocuklar...
Tıpkı Çanakkale'de şehit olan büyük dedeleri gibi;
Gençler, yaşlanmadan gömüldü kara toprağa...
Anneler, çocuklarının soğuyan ellerini avuçlarına aldı, gözyaşlarıyla yıkadı kefensiz bedenlerini...
Dünya hep sessiz kaldı.
Ama Gazze hep haykırdı:
"Biz buradayız!
Topraklarımız kanla sulansa da özgürlüğümüzden vazgeçmeyiz."
55 bin şehit…
55 bin kurban...
Bir rakam değildir onlar.
Her biri bir hayat, bir hikâye, bir dua...
Ve hepsi, vatanlarının göğsüne yıldız gibi düştü.
Adanmışlıklarının bedelini canlarıyla ödediler. Çünkü onlar, şehadeti seçti suskun dünyanın gözü önünde.
Ey Gazze!
Senin çocukların yıldızlara komşu şimdi.
Senin annelerinin sabrı yeryüzünün en ağır yükü.
Ve senin şehitlerin, vatan toprağını kutsal bir emanet gibi sardı.
Onlar asla unutulmayacaklar.
Çünkü onlar vatanları için kurban oldu.
Ve her damla kanları, özgürlük şafağının müjdecisi olacak inşallah…
55 bin cana ebediyen bayram şimdi!...
Bayramımız ve Cumamız mübarek olsun