Cahil, belli bir konuyu bilmeyen, bazen bilmediğini de bilmeyen kimsedir. Cahil, konusunda eğitim ve öğrenim görmemiş yahut yeterli bilgisi olmayan kimsedir.
Cehalet ise belirli konularda bilgi ve tecrübe eksikliğidir.
Eskiler, bilmeyen ve bilmediğini de bilmeyen cahillere “cehl-i basit” veya “cehl-i mürekkep”; hem bilmeyen hem de bildiğini iddia eden cahillere ise “cehl-i mikâp” derlerdi.
Cehalet, insan ruhunu kuşatan en karanlık perdelerden biridir. Kuran-ı Kerim, ilmi aydınlık, cehaleti ise karanlıkla kıyas etmiş ve:
“De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer, 9) buyurarak insanı düşünmeye davet etmiştir.
Cahil kişi, hakikati görmez, kalbini Hakk’a kapatır ve gaflet içinde yaşar. Oysa Peygamber Efendimiz (s.a.v.):
“İlim talep etmek her Müslüman’a farzdır” buyurarak cahilliğin ilimle aydınlatılması gerektiğini hatırlatmıştır. İlim, kalpleri nurlandırır; cehalet ise gönülleri karartır.
Peygamber Efendimiz ilmin ve okumanın daimiliği için “beşikten mezara kadar” aydınlanmayı öğütler, “dünyanın öbür ucunda da” olsa ilim edinmeyi tavsiye etmektedir.
Cehalet yalnızca bilgisizlik değil, aynı zamanda kibir, inat ve hakikate sırt çevirmektir.
Cahil kişi ilimden uzak durdukça hem kendine hem de topluma zarar verir.
Cehalet, bir manada Allah'ın emirlerini görmezden gelmek, gafletle nefse ve hevâya uymaktır. Müminin yolu ise karanlıktan aydınlığa, bilgisizlikten hikmete doğrudur. İlimle donanan kalpler, cehaletin zincirlerini kırar ve Rabbine bağlanır. Zira ilim ve bilgi kulun Allah'a en yakın yolculuğudur.
Yunus Emre’miz ilmin mahiyeti ve önemi hakkında:
İlim, ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır..
...derken, ilmin kendini bilmeyi sağlayacağını, kendini bilenin de Hakk’ı bileceğini (men arefe nefseh, fekad arefe rabbeh - kendini bilen Rabbini bilir) “okumaktan mananın kişinin Hakkı bilmesidir” der.
“İnsanın en büyük hatalarından biri, doğru zamanı yanlış kişilerle doldurmaktır.” Dinimiz cahillerden uzak durmayı, onlarla münakaşadan sakınmayı bildirmektedir. Allah’u Teâlâ:
“...Cahillerden yüz çevir”(Araf, 199) buyurur.
İmamı Gazali:
“Cahillerle tartışmaya girmeyin, ben onları hiç yenemedim”, demiştir!
Hz. Mevlana da:
“Cahilin yanında kitap gibi sessiz olun” der.
Bu konuda bilinen meşhur hikâye şöyledir:
“Kurt ile eşek tartışıyorlarmış.
Kurt “çimenler yeşildir” derken eşek, “hayır çimen sarıdır” diyormuş.
Sonunda ormanın kralı aslana hakemlik yapması için durumu anlatmışlar.
Aslan kurda bir ay hapis cezası vermiş, eşeği de serbest bırakmış!
Kurt şaşkınlığını gizleyememiş ve aslana yaklaşıp sormuş:
-Hakikaten sen çimenleri sarı mı görüyorsun demiş.
Aslan da “hayır çimen yeşildir” demiş.
Peki, o zaman bana neden bir ay hapis cezası verdin demiş. Aslan:
-Eşek ile tartışmaya girdiğin için demiş!..”
Velhasılı cahilin bol olduğu yörelerde şeytana gerek yoktur!
Rabbimizden niyazımız odur ki bizleri cehaletin karanlığından kurtarıp, ilmin ve hikmetin nurlarıyla aydınlatsın.
Cumamız mübarek olsun

