(Bir Fabl* denemesi)
 

KÖYDE DEĞNEKSİZ GEZMEK 
 

(Kangallar, akbaşlar, malaklılar ve tüm 4 ayaklı köpeklerden özür dileyerek)
 

 

Bir zamanlar çok huzurlu, sessiz, sakin bir köy varmış. Öyle ki bu köyde kurtla kuzu birlikte yaşar, diğer hayvanlar ve ehli köpekler birbirlerinden emin şekilde kendiişlerini yaptıklarından kimse başkasından bir zarar beklemezmiş. Gel zaman git zaman bu köye dışarıdan yabani itler dadanmış.  Bu yabani itler yağlı yabancı kemiği ve yalı ile beslendiklerinden bakımlı, fiyakalı dolaşırlar; hemcinslerine caka satarlarmış.

 

 

Bu itler diğerlerinin de kendileri gibi havlamalarını, kendileriyle birlikte sürü oluşturmalarını isterler, bu isteklerine uymayanların da hadlerini bildirmeyi kendilerine bir hak olarak görürlermiş… Hemcinsleri, sindirildikleri için onlar ürüdükçe kendi kabuklarına çekilmişler. Aradan yıllar,  yıllar geçmiş bu itler kendi yallarını veren komşu köylerin azgın itleriyle birlikte ürümeye-havlamaya sağa sola saldırmaya başladılar. Bizim köye düşman olan ne kadar köy, dağ başı varsa bunların itleriyle her zaman can ciğer olup bizim köyü talan etmeye çalışırlar. Daha geçende Fransa’da Marsilya sokaklarında Fransız, Yunan, Ermeni, PKK ve DHKP-C itleri bizim köye ve muhtara doğru salyalarını akıtarak ürüdüler, havladılar. 

 

 

Bizim köyün muhtarı bu başıbozuk itlerin gelişigüzel havlamalarını uzun süredir dikkatle ve sabırla izlemekteydi. Bu itleri kovalamaya kalksa yerine gelecek itler gidenden de beter olacak, hele bazen yılışıp gülen itler ısıran itlere rahmet okutan cinslerden çıkıyor; kendini bilmeyen bu itler her şeyi bildiklerini sanıyor, gözüne kestirdikleri her yere çökmeye, gördükleri her kemiğe, dahası biz kurduk deyip köye bile sahiplenmeye, diledikleri yere siymeye kalkıyorlar. Bu itler bazen öyle değişik makamlardan havlıyorlar ki sürüdeki diğer itler bunların akıl tutulmalarını andıran davranışlarını anlayamıyorlar. Hele kızan dönemine geldiklerinde ilk bulduklarına çökmeyi alışkanlık haline getirmişler. Kudurmuş seçkin özgür itler gözünün tuttuğu, elinin erdiği her kancık ite ilişmeyi sürdürüyorlar.
    ………

 

 

Hâsılı, bu kelp-name hikâyesi böyle sürer gider. Bizim köy bu muhtar zamanında öyle hürriyetlere kavuştu ki başıboş dolaşan bu azgın özgür itler özel olarak havlıyorlar. Yanlarındaki diğer itler de ona imrenerek arada bir ürümeye çalışıyorlar. Bu ürüme ne kadar devam eder bilinmez. Ancak sonları yakındır ki cami duvarına siymeye başladılar… 
………
Arkadaşım merhum Mustafa Varel (Manasız)’ın aynı minval üzere 2007 de yazdığı şiiri de aktarayım:

 

 

İTLER BİRBİRİNİ TANIYOR OĞUL

Nereyi dolaşıp nere vardımsa
İtler birbirini tanıyor oğul
Hangi yerde neyi görüp sordumsa
İtler birbirini tanıyor oğul

Yolda rastladığım birçok kişiye
Topala, sağıra, gözü şaşıya
Sordum sürüdeki elebaşıya
İtler birbirini tanıyor oğul

Her tür toplantıda, her oturumda
Bütün görüşleri aynı yorumda
Dirsek temasıyla malum durumda
İtler birbirini tanıyor oğul

Hemi tenha hemi kalabalıkta
Ahlaka mugayir olan kılıkta
Kızan zamanında hovardalıkta
İtler birbirini tanıyor oğul

Hayra yürümezler cümlesi şerde
Hepisi birinin olduğu yerde
Bütün çöplüklerde viranelerde
İtler birbirini tanıyor oğul

Değişmez damgada emleri ile
Bilenmiş dişleri kinleri ile
İsyana dayalı dinleri ile
İtler birbirini tanıyor oğul

Ortak çıkarlarda, ortak amaçta
Gayrimeşru yoldan gelen kazançta
Haramı saymayan yanlış inançta
İtler birbirini tanıyor oğul

Hep aynı tempoda yürüyüşleri
Sonra birbirini koruyuşları 
İşaret edince kocabaşları
İtler birbirini tanıyor oğul

Yerinde kollayıp kolay zamanı 
Koşup ürüyorlar olay zamanı
İnsan haklarıyla alay zamanı
İtler birbirini tanıyor oğul

Hepsi aynı izden katarı güder
Biri yola düşer öteki gider
Ayak takımından ta başa kadar
İtler birbirini tanıyor oğul

Bazen feryat edip soluk keserek
İftira ederek ferman asarak
Barış diye yaygarayı basarak
İtler birbirini tanıyor oğul

Biri bir köşeyi teslim alıyor
Bu vaziyet bir parola oluyor
Koku alan aynı yere geliyor
İtler birbirini tanıyor oğul

Biri diğerinden farklı mı sanki
Her şey aslı ile kaimdir çünkü
İt soyundan it oluyor inan ki
İtler birbirini tanıyor oğul

Sonuçta cümlesi aynı desende
Dilleri ortaktır sen bilmesen de
Manasız diyor ki neyi desen de
İtler birbirini tanıyor oğul
--
* Fabl: Bir edebiyat türü olan fabl, güldüren, düşündüren ve ders amacı güden hikâyelerdir. Genellikle manzum olan fabl hikâyelerinde yer alan kahramanlar hayvanlar üzerinden kurgu haline getirilmiştir.