Yüzümüzü Ak Edecek Bir Söz

Memiş OKUYUCU

23-08-2022 01:41

Konuşmanın temeli düşünmek düşünebilmek, düşüncelerini dile getirebilmekle başlar. Esası anlaşmak, akletmek ve fikretmektir.  Nihayeti duygularımızı, düşüncelerimizi ana dilimiz yoluyla dile getirebilmek, ifadelendirebilmektir. 

Ana dilimizin başlangıcı kelimeler, nihayeti duygular, insan, hayat ve neticede tüm evreleri ile bir ömürdür.

Bir medeniyetin gücünü anlatan asıl kuvvet mihrakı,  ana dilinde saklıdır.  Anadilinde eser veren şairlerin, yazarların eserleridir. Ana dili ile duygulardan söze dökülen şiirdir, edebiyattır, sanattır, türküdür, destandır, şarkıdır, bilimdir. 

  Atalarımızdan bize kalan, asırların ötesine ses ve seda olan, eser ve eserin sahibine hayat veren temel unsur ana dilimizdir. 

 Türkçe, bütün kültürel birikimimizin yer aldığı milli varlık alanımızdır. Türkçe milletimizin varlık sedasıdır. Türkçe milletimizin medeniyet sancağıdır.

Kamu eğitimciliği 19. Asırdan itibaren devlet ve toplum hayatında daha bariz bir şekilde yer almaya başladı.

Sanayi devrimi ve özellikle tanzimatla birlikte yeni bir kültürel iklim oluştu. Bu yeni kültürel iklimde ana dilimiz yeni metodoloji ve fikirler arasında ayrı kimlik ve zenginlikle varlığını sürdürmeye başladı. 

 Türkçe, kendi kelime ve kavramlarını tabi süreçleri içinde üreterek gelen bir dildir. Uzun asırlardan bu yana dilimiz kültür, anlam ve işaret dünyasını kendi tabi seyri içinde inşa ederek gelmiştir. Yapı taşları olan kelime ve kavram üretiminde onlarca asırdan beri çok geniş ve çok farklı coğrafyalardan, büyük medeniyet havzalarından beslenerek bugünlere ulaşmıştır. Bugünkü dil yapımız 19. asır başlarından itibaren üretilen yeni kelime ve kavramlar ile büyük ölçüde bugünkü kimliğini kazanmıştır.

Yeni açılan tıp okulları ile birlikte yeni bir tıp literatürü oluşturulmuş. Kültürün diğer alanlarında da dilimiz kendini; kelimeler, kavramlar ve değerler üzerinden inşa ederek 19. ve 20 asrı aşmış. Halk efkârında, ilimde, sanatta, kültürde kısaca hayatın her alanında bugünkü konuşmakta ve yazmakta olduğumuz dil meydan gelmiştir.

  Yakın geçmişimizde günlük hayatımıza girmiş pek çok kelimenin kullanımdan kaldırılması ile dilimizin tabi gelişimine tesir edilmiş. Özellikle yaşanan dilde tasfiyecilikten sonra mana/anlam alanında bir daralma yaşanmaya başlanmıştır. 

 Bu durum, Tanzimat?tan itibaren ortaya çıkan üç ana damar Türk aydını arasında tartışma konusu olarak günümüze kadar gelmiştir. 

  1990?lı yıllardan sonra ise batı üzerinden artan teknoloji ve bilgi sağanağı bütün dünya kültürleri ve dilleri ile birlikte Türkçe?yi de tesiri altına almaya başladı.

Türkçe köklü bir medeniyet dilidir. Kelimeler Türkçe?nin işaret taşları olarak halkın kültürel ahengini senkronize etmiş. Dilimizin işaret okları da olan kelimeler, milletimize kültürel bir perspektif oluşturmuştur. Milletimiz  kelimelerin anlam ve anlama arka planını irfanî köklerinden beslenerek asırlar boyu sürdürdüğü bir medeniyet yürüyüşü ile örmüş. Kavramlaştırma ile dayanışma ve anlaşma aynı kültürel kökler üzerine inşa edilmiştir. Düşünce ve kavramlaştırmanın hayatımızdaki yerini D. Mehmet Doğan?dan okuyalım:

  ``Düşünmek kavramlaştırmaktır. Kavramlaştırmak ise birbiriyle? ilişkili birbiriyle yakın kelimelerle anlamlı bir çerçeve oluşturmakla mümkün olabilir. (?) Bu yüzden kelime zayiatı kavramlaştırmayı zorlaştırır. Kelime değiştirmek, bir kelimenin yerine yeni bir kelimeyi koymak, düşünmeyi kavramlaştırmayı kolaylaştırmaz, aksine, karmaşaya yol açar, düşünme zaafı doğurur. (...)?

Dile müdahale, anlama müdahaledir.?Her kelime bir veya birden çok anlama işaret eder. İşaret ortadan kaldırılırsa işaret edilen de ortadan kalkar. İşaret değiştirilirse, işaret edilen de değişir. Yeni işaret? bizi her zaman işaret edilmek istenene götürmez./götürmeyebilir.``? (TYB Akademi- Sayı:13, D. Mehmet Doğan)

 Kelime ve kavramlar deyip geçmeyelim. Bu konu oldukça etraflı incelemeleri gerektirmekte. Konuşmamızın, anlaşmamızın, kendimizi ve dünyamızı ifademizin yolu kelime ve kavramları yerli yerinde kullanmaktan geçer. Kederde, kaderde, kıvançta ve tasada birliğimizi kendi kelime ve kavramlarımızla sağlarız.?

 Duygudaşlıklarımızı ve duygularımızı kavramlarımız üzerinden? mesajlarla kendi kültür dünyamıza ulaştırırız.?

Kelime ve kavramlar bir milletin uzun tarihi içerisinde anlam/mana muhtevasını oluşturur. Halk muhayyilesinin ortaya çıkardığı, yaşanılan, savaş, göç, deprem, sel v.b. trajedilerle millet hafızasında yer eder. Kadim medeniyet değerleri ile mana alanı doldurulan kelimeler, milletin yegâne ortak yaşama hafızası haline gelir.

Hikâyemizin bütününü ömür sermayemiz teşkil eder. Ömrümüzün renk ve ahengini ana dilimizle kurarız. Duyularımız, idraklerimiz ve hissiyatımızla şekillenen hayatımızın oluş hali algılarımızla, bilgilerimizle ve de kelime? ve kavramlarımızla şekillenir.

 ??Yargılarımızın temel birimini oluşturan kavramlar, benzer idraklerin salt sentezidirler/birleştirimidirler. Başka bir deyişle kavramlar barındırdıkları duyu ile duygu kalıntılarından arındırılmış idraklerin birleştiriminden elde edilirler. (?)Tecrübeye oranla tasavvur yükü daha az buna karşılık?kavrama daha fazla yer veren yaşantılar?yoluyla hayatın farklı kesimlerini?zihnimizde bütünlüğe?kavuşturabiliyoruz. Yaşantıların hep birden bizde bıraktığı kendimize, yakın ve uzak çevremize, kısaca hayata dair tasavvur bütünlüğüne?ömür?diyoruz.``?(Çağdaş Küresel Medeniyet-Sf 101 -?Ş. Teoman Duralı)

 Burada pek yerinde ifade edilen tasavvur bütünlüğünü zihnimize ve benliğimize kelimelerle inşa ederiz. O nedenle kavramlar bizim düşünce çehremizi ve düşünebilme çerçevemizi belirler. Kendi kavramlarımızla düşünür, hakikatlerimizi kendi kavramlarımızla ararız.? ?Kendi tahayyüllerimizi kendi kavram ve değerlerimizle kurar ve ifadelendirebiliriz.? Kendi hakikatlerimize ancak kendi zihniyet dünyamızın ürettiği kavramlarla, kelimelerle ve değerlerle ulaşabiliriz. Vakti kuşanıp, zamanı ve anı kendi değer yüklü kavramlarımızla yaşarız.?Dünyayı ve onun içinde bize hitap eden her varlığı kelimelerimizle tanırız. Varlığın hakikatine kendi kelimelerimizle ulaşırız.  Türkiye?de kültür ve medeniyet alanına dair mühim çalışmaların sahibi bir bilim adamı Yılmaz Özakpınar ``Kavramlar, hakikatleri anlama aygıtlarımızdır.`` diyerek çok somut  bir gerçekliğe işaret eder. 

Her kelime ve her kavramın bir zihniyet dünyası vardır. Her kavram, o medeniyetin marka taşlarıdır. Arka planında bir akıl, bir bilgi, bir zihnî yapı, bir teoloji hatta bir kimlik vardır. Her kavram insanın ruhunda yaptığı çağrışım ve hissiyatla bir değerler dünyası, bir yaşanılası/yaşanacak ülkü ve idealler? dünyası, bir şuur inşa eder.?

Her medeniyet kendi kelime ve kavramlarını kendisi üretir. Bunu yaparken zaman zaman başka dillerden aldığı kelime ve kavramları kendi dil ailesinin bir unsuru haline getirir. Böylelikle? her medeniyet kendi değerleri üzerinden ürettiği kelime ve kavramlarla kendi medeniyet dairesini kurar. Varlığına dair mesajlarını kendi kelimeleri ile verir. Hakikatlerini kendi irfan ve medeniyet penceresinden süzülerek gelen kelimelerle ifade eder.?

Maarifimizin dört temel görevinden birincisi anadilini talim ve terbiye olduğu bilinir. Kelimeler, kavramlar ve değerler ise anadilimizin en önemli yapı taşlarını oluştururlar. Düşünce ve kültür dünyamız, millet olma vasfımız da kavram ve kelimelerimiz?üzerinden oluşturduğumuz değerlerimizle yaşama alanı kazanır. 

  Şimdi sizlere büyük gönül insanı Yunus Emre?nin dilinden seslenerek sözü  tamamlayalım:

 ?Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz 

Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz ??

 Sağlıcakla kalınız efendim.

 

DİĞER YAZILARI Bir Kitap Sarayı: Anadolu’nun Manevî Irmağı Yunus Emre 01-01-1970 03:00 Yeni ‘’Müfredat’’ Taslağı Nasıl Bir Model Sunuyor? 01-01-1970 03:00 23 Nisan’da Heyecan, Melankoli ve Bir Çığlık!. 01-01-1970 03:00 ‘Dünya Bizim’ Neden Kapandı? 01-01-1970 03:00 ”Bir Bahar Akşamı Rastladım Size” Şiiri ve Hikâyesi 01-01-1970 03:00 Bekri Mustafa’dan Celal Şengör’e 01-01-1970 03:00 Öğretmen Okullarını Hatırlamak 01-01-1970 03:00 Siyasetin Yolları Taştan: İbrahim Halil ÇELİK 01-01-1970 03:00 Eğitim Fakülteleri Müfredatın Neresinde? 01-01-1970 03:00 Hacı Bayram’da Asırlık Kurukahveci: Gül Kahve 01-01-1970 03:00 Orhan Seyfi Orhon, Vedâ Şiiri ve Hikâyesi 01-01-1970 03:00 Bu Bir İlandır 01-01-1970 03:00 ”Şaşırdım Kaldım İşte” Şiiri ve Hikayesi 01-01-1970 03:00 Öğretmen Okulu Günlüğü: Pazarören Hatıraları Türkiye’nin Neresinde? 01-01-1970 03:00 Maarif Vekaleti Binası Nasıl Yandı? 01-01-1970 03:00 Aliya: Acımasız Bir Savaş ya da Adaletsiz Bir Barış 01-01-1970 03:00 İlk Meclis: Kurucu Meclisin Kuruluş Ruhu 01-01-1970 03:00 Yatılı Okul Günlüğü: Pazarören’de Sosyal Hayat 01-01-1970 03:00 Bu Dünyadan Bir Mevlüde Genç Geçti 01-01-1970 03:00 Milli Merkez ve Maarifimiz 01-01-1970 03:00 Eğitimin Özüne Yolculuk 01-01-1970 03:00 Sadelik Yaşatır 01-01-1970 03:00 Öğretmen Okulu Günlüğü: PAZARÖREN MEZUNLAR BULUŞMASI 01-01-1970 03:00 Yatılı Okul Günlüğü: Sizin Hiç Babanız Öldü mü? 01-01-1970 03:00 Ulus Rüzgârlı: Ankara, Ulus’tan Başlar 01-01-1970 03:00 İmamı Azam Ebu Hanife ve Hakkında Yazılan Roman Üzerine 01-01-1970 03:00 Yatılı Okul Günlüğü: Pazarören Mimar Sinan Öğretmen Lisesi 01-01-1970 03:00 Evvel Zaman İçinde ve Şehirde: İnsan 01-01-1970 03:00 27 Mayıs Darbesini Kim Yaptı? 01-01-1970 03:00 Türkiye Yüzyılında Eğitim 01-01-1970 03:00 Eğitim Gündemin Neresinde? 01-01-1970 03:00 Şehirlilik, Şehircilik ve Deprem 01-01-1970 03:00 Halk Şiirinin Altın Halkası: Aşık Veysel (1894- 1973) 01-01-1970 03:00 Depremin Üstesinden Eğitimle Gelmek 01-01-1970 03:00 Prof. Dr. Yılmaz Özakpınar ve Bir Alimin Ölümü 01-01-1970 03:00 Akif’in Türkiye’si Türkiye’nin Akif’i 01-01-1970 03:00 Bir Gençlik Hikâyesi Yazmak 01-01-1970 03:00 Maarifin Türkçesi 01-01-1970 03:00 Topçu: ‘’Mektep, millet kültürünün bayrağıdır.’’ 01-01-1970 03:00 Ankara Sahafları ve Ankara’da Kitap Dünyası 01-01-1970 03:00 Ahilik Yolunda OSTİM ve Ahilik Şûrası 01-01-1970 03:00 Bozkırda Toprağa Düşen Çekirdek: Prof. Dr. Kemal BIYIKOĞLU 01-01-1970 03:00 Topçu’nun İnsan Modeli ve Maarifin Millîliği 01-01-1970 03:00 Süleyman Çelebi’sini bekleyen çağ. 01-01-1970 03:00 Nurettin Topçu’nun Maarif Davası 01-01-1970 03:00 Mora’da Batan Güneş 01-01-1970 03:00 Medeniyet Sancağımız Türkçe 01-01-1970 03:00 Erdemli Bir Yayın Hareketi: Ebubekir Erdem 01-01-1970 03:00 Okullar Nereye Açılıyor? 01-01-1970 03:00 Maarif Raporu 01-01-1970 03:00 MEMİŞ OKUYUCU: İLK VE ORTAÖĞRETİMDE KELİME HAZNESİ 01-01-1970 03:00 Tarihe Geçen O Fotoğrafın Hikâyesi 01-01-1970 03:00 Öğretmenim ben… 01-01-1970 03:00 Türkçenin Sırları 01-01-1970 03:00 Mİllî Eğitim Şûrası Üzerine 01-01-1970 03:00 Bir Örnek Muallim: Mahmud Celaleddin ÖKTEN (1882-1961) 01-01-1970 03:00 Bir Üniversite Tercihinden Ötesi 01-01-1970 03:00 LGS Tercihleri ve Kendi Hikâyesini Yazmak 01-01-1970 03:00 Hârezmî Eğitim Modeli 01-01-1970 03:00 Ankara’da Bir Eğitim ‘ADA’sı 01-01-1970 03:00 Bir Hayalimiz Olsun 01-01-1970 03:00 FEN LİSELERİMİZ EĞİTİMİ VE GELECEĞİN EĞİTİM 01-01-1970 03:00 BİR FİKİR ADAMI ALİ FUAD BAŞGİL 01-01-1970 03:00 Eğitimde ufka yolculuk 01-01-1970 03:00 TÜRKEĞiTiMTV YAYINA BAŞLADI 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE'DE ŞEHİRLİ DİNDARLIK 01-01-1970 03:00 Doğunun Yedinci Adamı: Mehmet Aydın 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE?DE BİR ÜNİVERSİTEYE REKTÖR OLMAK 01-01-1970 03:00 Tarihe İz : Muallim Mahir İz  01-01-1970 03:00 Bir Maarif Adamı Olarak Mustafa Öcal 01-01-1970 03:00 Aliya İzzetbegoviç: Direnişin ve Dirilişin Mimarı 01-01-1970 03:00 Boğazköprü?de Yanaşık Düzen ya da Bir Fasl-ı Cenaze 01-01-1970 03:00 Cankurtaran: Bir Semtin Hikayesi 01-01-1970 03:00 EĞİTİMİN ELE ALINACAK YANI 01-01-1970 03:00 DÜNYANIN SAHİLİ SELAMETİ:KALKINMIŞ TÜRKİYE 01-01-1970 03:00 EVVEL GİDEN AHBABA SELAM OLSUN 01-01-1970 03:00 ÜNİVERSİTELER TÜRKİYE'YE NE ZAMAN YETİŞİR? 01-01-1970 03:00 VAKAR ABİDEMİZ: AYASOFYA CAMİİ 01-01-1970 03:00 Geleceğin Meslekî Eğitimi: Büyük Türkiye 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin Temel Eğitim Meselesi: MESLEKÎ EĞİTİM 01-01-1970 03:00 Meslekî Eğitim Üniversitesi 01-01-1970 03:00 MÜTEHASSIS OLMAYAN 'EĞİTİM UZMANI' OLUR MU? 01-01-1970 03:00 KIRAN GÜNLERİNDE MEŞK VE İÇE YOLCULUĞUMUZ 01-01-1970 03:00 YENİ BİR SİSTEM VE 'YENİLMİŞLERİN' DÜZENİ 01-01-1970 03:00 Bir Dönüştürme Projesi: KÖY ENSTİTÜLERİ ? 2 01-01-1970 03:00 Bir Dönüştürme Projesi: KÖY ENSTİTÜLERİ 01-01-1970 03:00 Ederini Tüketen Düzen ve Biz 01-01-1970 03:00 AKİF'İN TÜRKİYESİ, TÜRKİYE'NİN AKİF'İ 01-01-1970 03:00 Üreten Nesil Çağı Yönetir 01-01-1970 03:00 KALBİNİN DİLİ OLMAYAN ŞAİR: AKİF 01-01-1970 03:00 Münevver Ya Da Çınlayan Nağme Olmak 01-01-1970 03:00 Tuba Ağacı, Bambu Ağacı 01-01-1970 03:00 Tarihin İnkılap Etmesi 01-01-1970 03:00 Geleceğin Dünyası 01-01-1970 03:00 Gelişler ve Geri Gidişler 01-01-1970 03:00 Hak Temelli Bir Reforma Doğru 01-01-1970 03:00 Taktik Maktik Yok!.. 01-01-1970 03:00 Maarif Reformu Neden Şart? 01-01-1970 03:00 YAZMAK VE YAZARAK YAŞAMAK 01-01-1970 03:00 İLİM İKTİDARI, MEMLEKETİN İMARIDIR 01-01-1970 03:00 Maarifin Ahlâkı Var Mı ? 01-01-1970 03:00 Maarife Operasyon Ne Zaman? 01-01-1970 03:00 O Şehre Varmaz İsek! 01-01-1970 03:00 DURDURAMAYACAKSINIZ 01-01-1970 03:00 UTANGAÇ SUNUMLU 'ZORAKİ VE İSTENDİK' İNSAN 01-01-1970 03:00 FETÖ'NÜN EĞİTİM BOYUTU 01-01-1970 03:00 UTANGAÇ SUNUMLU 'ZORAKİ VE İSTENDİK' İNSAN 01-01-1970 03:00 SEÇİMİN GALİBİ: EĞİTİM SİSTEMİDİR! 01-01-1970 03:00 EĞİTİMİ TERBİYE ETMEK 01-01-1970 03:00 ECNEBİ MEMLEKETLERE ÖĞRENCİ GÖNDERME MESELEMİZ! 01-01-1970 03:00
G-NL5SXDG3FM