Maarifin Türkçesi

Memiş OKUYUCU

30-12-2022 08:19

Maarifin Türkçesi olarak yazdım başlığı. Eğitim halimi takrire kâfi gelmedi. Bir medeniyetin en nitelikli sosyal, kültürel, edebi ve insani birikimi büyük medeniyet havzasının ortasında yer alan şehirlerde oluşur. Bu birikimi gelecek nesillere aktarma aracı ise dildir. Kitle eğitiminin hayatımıza hakim olduğu günümüzde ise dilin mahiyeti, enginliği, zenginliği ve derinliği kitle eğitiminin birinci meselesi haline gelmiş durumdadır. Dilimizin yapı taşları kelime ve kavramlardır. Dilimizin sınırları ve zenginliği aynı zamanda düşüncemizin sınırlarını da belirler.

Kelimelerin kelimelerden ibaret olmadığını yazılı metin okumalarında ve  metin çevirilerinde çok daha iyi anlayabilmekteyiz. Sınavlarda bu işin iyi bir göstergesi olabilmekte. Konuya aynı cepheden ya da aynı başlıklardan değil de biraz daha farklı başlıklardan girmek istiyorum: Kelime haznesi.

Aynı meramı farklı kavramlarla ifade zenginliği aslında düşüncede bir genişlik ve derinlik sağlar. Kelime hazinesi, kelime kadrosu, söz varlığı ya da Fransızca söyleyişi ile vokabüler. Yani bir dilde kullanılan kelimelerin sayı miktarını anlatan kavramların bütünü. Tabii bunların sadece kelime haznesinin kelime haznesinden ibaret olmadığını ifade için Yılmaz Özakpınar hocanın bir sözü ile konuya giriş yapmak istiyorum. ‘’Kelimeler hakikatleri anlama aygıtlarımızdır’’ diyor Hoca. Allah uzun ömür versin herhalde 90’lı yaşlarına geldi şimdilerde. Biz kendi hakikatlerimizi eğer kelimeler üzerinden anlayıp çocuklarımıza medeniyet mirasımızı aktaracak kelime hazinesi oluşturacaksak önce kelime hazinesini ya da kelimelerimizi kavramlarımızı kavrayacak bir zihin inşa etmemiz gerekiyor.

Yıllar yılı maarifimiz üzerine bir zihin ve fikir çabası ortaya koyduğumuz için bizi tanıyan pek çok dost ortamına girdiğimizde ‘’maarifimiz’’ diye bir hitapla karşılanmaktayız pek çok zamanlarda. Demek ki önce anlam ve anlama alanımızı inşa etmemiz gerekiyor. Bunu anlatırken de maarifimizdeki iki temel soruna göz atmamı gerekiyor: Biri millilik, biri eğitim.

Bunu izaha da şuradan başlamamız uygun olur kanaatindeyiz. Bizim ilköğretimde 1968 ilkokul programı birey temellidir. Bu birey cemiyet temelli değil atomize bireydir. Program Ford vakfınca finanse edilmiş. Hazırlığı 13 yıl kadar sürmüş, 1955 yılından başlayıp 1968’de, en son sonuç bildirgesi Viyana’da ilan edilmiş bir çalışmadır.  

lkokul programı demek insan modelinizin, insan idealinizin tasavvur edilmesi demektir. Şu an ki ilkokul programının özü bugünkü pragmatik dünyaya egemen Amerikan felsefesinin bizde de uygulanmasına dayanır. Bugünkü o felsefenin uzantılarını ifade eder bu program.  

Biz insan modelimizin kelime haznesi hedefi üzerinde durmak istiyoruz. Bu noktaya gelirken tabii ki şu an İlköğretimde, ortaöğretimde ve üniversitelerimizde ortalama kullanılan kelime kadrosu ya da kelime hazinesine dair ulaştığımız bilgileri paylaşalım.  

Ama ondan önce bunun evvelini anlatmak istiyorum. Bir başka araştırma sonucu elime ulaştı, o da şu: Fuzuli’nin şiirlerinde kullandığı kelime sayısı 18.000. Oradan 100 küsür yıl öncesine geliyoruz, Ahmet Mithat Efendi’nin kitaplarında kullandığı kelime sayısı 13.000. Peyami Safa’nın kitaplarında kullandığı farklı kelime sayısı 6700. Oradan günümüze doğru bir yazar Yaşar Kemal’in kitaplarında kullandığı kelime sayısı 2700-2800 civarında ve günümüze geldiğimizde de oradan da günümüze gelip ders kitaplarının durumunu ifade edeceğiz. Ama bu nasıl inşa olmuş batıda anasınıfının hedefi, mesela İngiltere-Almanya örneğinde 2000 kelime. İlköğretimde 7000, ortaöğretimde 5000 şeklinde ve olgun bir bireyin kazanması ya da öğrenmesi gereken kelime sayısı 20.000 şeklinde belirtilmiş.

Bizim önce kendi hakikatimizi kavrayabilmek için kendi hakikatimizle örülü bir kelimeler dünyası inşa etmemiz gerekiyor. Bunun içinde İmam Gazali’nin ifadesiyle kendisiyle ‘’mevki makam’’ elde edilen bir ilim anlayışını değil, hakikate götüren ilim anlayışını egemen kılmak gerekiyor.  Bunun için neslimizin inşasına, önce Milli Eğitimin felsefesinden başlamamız icap etmektedir. Burada konunun başta felsefesi olmak üzere pek çok yönden bakmak gerekiyor.

İngiliz eğitim sisteminin, onların tarih ve felsefesine dayanan bir milli felsefesi var. İçinde John Locke ve tecrübî felsefe olan, Şekspir olan bir İngiliz eğitim felsefesi var. Alman eğitim felsefesini incelediğinizde oranın felsefesinde Emanuel Kant var. Fransızlarda Dekart ve Kartezyen felsefe olan bir eğitim felsefesi hakim durumda.

Biz millilik  ve eğitim olarak ele alalım. Bizim eğitim sistemimizin bir milli felsefesi bulunmamakta. Yani burada insan idealimizi tasavvur ettiğimiz, nasıl bir insan, her kademede kaç kelime ile konuşan insan sorularına cevap oluşturabildiğimiz bir eğitim modeli oluşturmamız gerekiyor. Bunun içinde kendi kimliğimizi nasıl inşa edeceğimize, hangi kavramlarla inşa edeceğimize dair suallerin de cevaplandığı bir insan ideali oluşturmak gerekiyor.  

Görüldüğü gibi birinci meselemiz bir milli eğitim felsefesi inşa etmek. Ondan sonra onun üzerine kelime ve kavramlarımız inşa etmek. Burada şunu belirtmek istiyorum: Ortalama araştırmalara göre bizim ilköğretim sistemimizdeki kelime kadrosu ya da kelime haznesi 1000-1500 kelimeden müteşekkil. Bunun da %10’u günlük hayatta ancak kullanılabildiğini varsayalım, yani 100 -150 kelime ile konuşuyor bir öğrenci.

Ortaöğretimde 1.500-2000 bunun yüzde 10’unu ancak kullanabildiğini kabul edecek olursak, 150-200. Üniversitelerimizde kullanılan kelime sayısı dikkat buyurulsun 3.000. Bunun da %10’unu kullanabildiğimizi varsayacak olursak 300 kelime ile 250 kelime ile çocuklarımız gündelik hayatlarını sürdürüyorlar. Birincisi bu tespiti yaptıktan sonra eğitim ve felsefe tanımdan işe başlamamız gerekiyor. Türkiye’de şu anda öğretmen yetiştiren kaynak olarak 100 kadar  Eğitim Fakültesi var.  Bunların tamamında öğretmenliğin daha ilk senesinden itibaren yıllardan beri öğretilen, yıllardan beri tekrar edilen bir tanım var, “zoraki ve istendik tavır değişikliği”  Kimi nasıl ‘’zoraki’’ eğitime tabi tutuyorsunuz? Sistemden önce tanımın kendisi terbiyeye muhtaç. Bir terbiye sistemi düşünün insanına zoraki bir tavır değişikliğini reva görmekte.

Bir kere bizim eğitim sistemimizin terbiyeye ve terbiye edilmeye ihtiyacı var. Felsefesinden başlayarak tanım ve tarihinden başlayarak yeni baştan yapılandırılmalı. Bir diğer nokta da bizim ders kitaplarımızın yazımında durum kilitlenmiş vaziyette.  

Bir dil iki temel alandan teşekkül eder. Birincisi yazılı anlatım. Ders kitaplarındaki bu alan büyük ölçüde  eğitim fakültelerinden yetişen kadrolarca hazırlanıyor. Burada zikredilmesi gereken bir başka husus daha var. Dilimizde bir de sözlü anlatım diye bir başka geniş alan var. Kısaca söz edelim. 

Bizim düğünümüz var, derneğimiz var, akademik ortamlarımız var,  cenazemiz var, dergahımız var,  cemiyetimiz var ve bunların her birinin bir dili var. Askerliğimizin kendine mahsus bir dili var. En son seyirlik olarak gittiğim maç 1985 yılında Denizlispor-Fenerbahçe maçı idi. Ayrı bir dünya var orada, ayrı bir jargon var, ayrı bir kelime kadrosu var. Statlara gidiyorsunuz ya da kahvehanede ayrı bir kelime kadrosu, berbere gidiyorsunuz ayrı bir kelimeler dünyası var. Şu kadarını söyleyelim. Bizim çocuklarımız günlük hayattaki konuşma dilinin tamamına yakınından habersiz durumda. Çünkü bu konuşma dili ders kitaplarına asla yansımıyor. Ders kitaplarımız konuşma dilinin hiçbir kısmına yer vermiyor.

Bu salgın döneminde şunu gördüm, çocuklarımız okul müfredatından uzaklaşıp aile yani anne baba ortamına döndüğünde yapılan ilk YKS sınavında çok büyük bir başarısızlık oldu. Ben onu da anlam ve anlama dünyasına bağlamak istiyorum. Çünkü çocuklarımızın  ailelerde konuşulan anneden babadan  öğrendiği bir Türkçe var. Bu Türkçe anne baba dili. Konuşma dilini de içinde barındıran bu Türkçe’ye hiçbir araştırmada rastlayamadım. Konuşma dili ile ilgili bütün literatürü taradım bir tane konuşma dili ile ilgili yapılmış araştırmaya rastlayamadım.  

Bizim ders kitaplarımız, medeniyet müktesebatımızı yeni nesillere kazandıracak bir zenginlikte olmalı. Ders kitapları bir büyük mesele. İşin odak noktası ders kitaplarımızın yazımında düğümlenmekte. Burada öncelikle zihniyet olarak bizim eğitimimizi milli bir kimliğe kavuşturacak felsefe oluşturmamız gerekiyor. Bu felsefenin içinde başarıyı kültleştiren değil, çabayı ve süreci değerli kılan, insanın yeryüzünü imar etme anlayışını hakim hale getiren, medeniyet tarihimizi ve dilimizi sevgi, ideal ve şuur haline getiren bir bakış geliştirmek gerekiyor.

Bu zihniyet ve bakış açısı etrafında öncelikli öğretilecek kelimeler ve kavramlar dünyası oluşturulmalı. Sonrasında ders kitabı yazımını bu kelime ve kavramlar dünyası üzerinden inşa etmemiz gerekiyor.

Maarifimiz, neslimizin kültürümüzü ve kimliğimizi geleceğe taşıyabileceği sahih bir Türkçe öğretimine dayanmalı.

Memiş Okuyucu

Şehir ve Kültür, Sayı: 102

https://www.maarifinsesi.com/maarifin-turkcesi/

DİĞER YAZILARI 23 Nisan’da Heyecan, Melankoli ve Bir Çığlık!. 01-01-1970 03:00 ‘Dünya Bizim’ Neden Kapandı? 01-01-1970 03:00 ”Bir Bahar Akşamı Rastladım Size” Şiiri ve Hikâyesi 01-01-1970 03:00 Bekri Mustafa’dan Celal Şengör’e 01-01-1970 03:00 Öğretmen Okullarını Hatırlamak 01-01-1970 03:00 Siyasetin Yolları Taştan: İbrahim Halil ÇELİK 01-01-1970 03:00 Eğitim Fakülteleri Müfredatın Neresinde? 01-01-1970 03:00 Hacı Bayram’da Asırlık Kurukahveci: Gül Kahve 01-01-1970 03:00 Orhan Seyfi Orhon, Vedâ Şiiri ve Hikâyesi 01-01-1970 03:00 Bu Bir İlandır 01-01-1970 03:00 ”Şaşırdım Kaldım İşte” Şiiri ve Hikayesi 01-01-1970 03:00 Öğretmen Okulu Günlüğü: Pazarören Hatıraları Türkiye’nin Neresinde? 01-01-1970 03:00 Maarif Vekaleti Binası Nasıl Yandı? 01-01-1970 03:00 Aliya: Acımasız Bir Savaş ya da Adaletsiz Bir Barış 01-01-1970 03:00 İlk Meclis: Kurucu Meclisin Kuruluş Ruhu 01-01-1970 03:00 Yatılı Okul Günlüğü: Pazarören’de Sosyal Hayat 01-01-1970 03:00 Bu Dünyadan Bir Mevlüde Genç Geçti 01-01-1970 03:00 Milli Merkez ve Maarifimiz 01-01-1970 03:00 Eğitimin Özüne Yolculuk 01-01-1970 03:00 Sadelik Yaşatır 01-01-1970 03:00 Öğretmen Okulu Günlüğü: PAZARÖREN MEZUNLAR BULUŞMASI 01-01-1970 03:00 Yatılı Okul Günlüğü: Sizin Hiç Babanız Öldü mü? 01-01-1970 03:00 Ulus Rüzgârlı: Ankara, Ulus’tan Başlar 01-01-1970 03:00 İmamı Azam Ebu Hanife ve Hakkında Yazılan Roman Üzerine 01-01-1970 03:00 Yatılı Okul Günlüğü: Pazarören Mimar Sinan Öğretmen Lisesi 01-01-1970 03:00 Evvel Zaman İçinde ve Şehirde: İnsan 01-01-1970 03:00 27 Mayıs Darbesini Kim Yaptı? 01-01-1970 03:00 Türkiye Yüzyılında Eğitim 01-01-1970 03:00 Eğitim Gündemin Neresinde? 01-01-1970 03:00 Şehirlilik, Şehircilik ve Deprem 01-01-1970 03:00 Halk Şiirinin Altın Halkası: Aşık Veysel (1894- 1973) 01-01-1970 03:00 Depremin Üstesinden Eğitimle Gelmek 01-01-1970 03:00 Prof. Dr. Yılmaz Özakpınar ve Bir Alimin Ölümü 01-01-1970 03:00 Akif’in Türkiye’si Türkiye’nin Akif’i 01-01-1970 03:00 Bir Gençlik Hikâyesi Yazmak 01-01-1970 03:00 Topçu: ‘’Mektep, millet kültürünün bayrağıdır.’’ 01-01-1970 03:00 Ankara Sahafları ve Ankara’da Kitap Dünyası 01-01-1970 03:00 Ahilik Yolunda OSTİM ve Ahilik Şûrası 01-01-1970 03:00 Bozkırda Toprağa Düşen Çekirdek: Prof. Dr. Kemal BIYIKOĞLU 01-01-1970 03:00 Topçu’nun İnsan Modeli ve Maarifin Millîliği 01-01-1970 03:00 Süleyman Çelebi’sini bekleyen çağ. 01-01-1970 03:00 Nurettin Topçu’nun Maarif Davası 01-01-1970 03:00 Mora’da Batan Güneş 01-01-1970 03:00 Medeniyet Sancağımız Türkçe 01-01-1970 03:00 Erdemli Bir Yayın Hareketi: Ebubekir Erdem 01-01-1970 03:00 Okullar Nereye Açılıyor? 01-01-1970 03:00 Maarif Raporu 01-01-1970 03:00 MEMİŞ OKUYUCU: İLK VE ORTAÖĞRETİMDE KELİME HAZNESİ 01-01-1970 03:00 Tarihe Geçen O Fotoğrafın Hikâyesi 01-01-1970 03:00 Öğretmenim ben… 01-01-1970 03:00 Türkçenin Sırları 01-01-1970 03:00 Mİllî Eğitim Şûrası Üzerine 01-01-1970 03:00 Bir Örnek Muallim: Mahmud Celaleddin ÖKTEN (1882-1961) 01-01-1970 03:00 Bir Üniversite Tercihinden Ötesi 01-01-1970 03:00 LGS Tercihleri ve Kendi Hikâyesini Yazmak 01-01-1970 03:00 Hârezmî Eğitim Modeli 01-01-1970 03:00 Ankara’da Bir Eğitim ‘ADA’sı 01-01-1970 03:00 Bir Hayalimiz Olsun 01-01-1970 03:00 FEN LİSELERİMİZ EĞİTİMİ VE GELECEĞİN EĞİTİM 01-01-1970 03:00 BİR FİKİR ADAMI ALİ FUAD BAŞGİL 01-01-1970 03:00 Eğitimde ufka yolculuk 01-01-1970 03:00 TÜRKEĞiTiMTV YAYINA BAŞLADI 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE'DE ŞEHİRLİ DİNDARLIK 01-01-1970 03:00 Doğunun Yedinci Adamı: Mehmet Aydın 01-01-1970 03:00 TÜRKİYE?DE BİR ÜNİVERSİTEYE REKTÖR OLMAK 01-01-1970 03:00 Tarihe İz : Muallim Mahir İz  01-01-1970 03:00 Bir Maarif Adamı Olarak Mustafa Öcal 01-01-1970 03:00 Aliya İzzetbegoviç: Direnişin ve Dirilişin Mimarı 01-01-1970 03:00 Boğazköprü?de Yanaşık Düzen ya da Bir Fasl-ı Cenaze 01-01-1970 03:00 Cankurtaran: Bir Semtin Hikayesi 01-01-1970 03:00 EĞİTİMİN ELE ALINACAK YANI 01-01-1970 03:00 DÜNYANIN SAHİLİ SELAMETİ:KALKINMIŞ TÜRKİYE 01-01-1970 03:00 EVVEL GİDEN AHBABA SELAM OLSUN 01-01-1970 03:00 ÜNİVERSİTELER TÜRKİYE'YE NE ZAMAN YETİŞİR? 01-01-1970 03:00 VAKAR ABİDEMİZ: AYASOFYA CAMİİ 01-01-1970 03:00 Geleceğin Meslekî Eğitimi: Büyük Türkiye 01-01-1970 03:00 Türkiye'nin Temel Eğitim Meselesi: MESLEKÎ EĞİTİM 01-01-1970 03:00 Meslekî Eğitim Üniversitesi 01-01-1970 03:00 MÜTEHASSIS OLMAYAN 'EĞİTİM UZMANI' OLUR MU? 01-01-1970 03:00 KIRAN GÜNLERİNDE MEŞK VE İÇE YOLCULUĞUMUZ 01-01-1970 03:00 YENİ BİR SİSTEM VE 'YENİLMİŞLERİN' DÜZENİ 01-01-1970 03:00 Bir Dönüştürme Projesi: KÖY ENSTİTÜLERİ ? 2 01-01-1970 03:00 Bir Dönüştürme Projesi: KÖY ENSTİTÜLERİ 01-01-1970 03:00 Ederini Tüketen Düzen ve Biz 01-01-1970 03:00 AKİF'İN TÜRKİYESİ, TÜRKİYE'NİN AKİF'İ 01-01-1970 03:00 Yüzümüzü Ak Edecek Bir Söz 01-01-1970 03:00 Üreten Nesil Çağı Yönetir 01-01-1970 03:00 KALBİNİN DİLİ OLMAYAN ŞAİR: AKİF 01-01-1970 03:00 Münevver Ya Da Çınlayan Nağme Olmak 01-01-1970 03:00 Tuba Ağacı, Bambu Ağacı 01-01-1970 03:00 Tarihin İnkılap Etmesi 01-01-1970 03:00 Geleceğin Dünyası 01-01-1970 03:00 Gelişler ve Geri Gidişler 01-01-1970 03:00 Hak Temelli Bir Reforma Doğru 01-01-1970 03:00 Taktik Maktik Yok!.. 01-01-1970 03:00 Maarif Reformu Neden Şart? 01-01-1970 03:00 YAZMAK VE YAZARAK YAŞAMAK 01-01-1970 03:00 İLİM İKTİDARI, MEMLEKETİN İMARIDIR 01-01-1970 03:00 Maarifin Ahlâkı Var Mı ? 01-01-1970 03:00 Maarife Operasyon Ne Zaman? 01-01-1970 03:00 O Şehre Varmaz İsek! 01-01-1970 03:00 DURDURAMAYACAKSINIZ 01-01-1970 03:00 UTANGAÇ SUNUMLU 'ZORAKİ VE İSTENDİK' İNSAN 01-01-1970 03:00 FETÖ'NÜN EĞİTİM BOYUTU 01-01-1970 03:00 UTANGAÇ SUNUMLU 'ZORAKİ VE İSTENDİK' İNSAN 01-01-1970 03:00 SEÇİMİN GALİBİ: EĞİTİM SİSTEMİDİR! 01-01-1970 03:00 EĞİTİMİ TERBİYE ETMEK 01-01-1970 03:00 ECNEBİ MEMLEKETLERE ÖĞRENCİ GÖNDERME MESELEMİZ! 01-01-1970 03:00
G-NL5SXDG3FM