Daha önceki yazımızda İslam ve müsliman görünümlü, ama beynini başka mihraklara bağlamış, gizli din düşmanlarından bahsetmiş, dümen suyunu kanına karıştıranlar tarafından bazı tepkiler almış, ama gerçekleri gören büyük çoğunluğun takdirini kazanmıştık.

Şimdi de daha gizli ve kriptolu büyük ihanet şebekelerine ışık tutacak bilgiler sunmağa çalışacağım. 

Tarih boyunca bu hain çeteler hep yanıbaşımızda ve içimizde olmuşlar, kendilerine göre önemli işler başarmışlar, bizim de canımıza ot tıkamışlardır. 

İlk ihanet Emîr-ül-mü?minîn Hazreti Ömer efendimiz?e ?radıyallahü anh? yapılan suikast ve şehitliğin tepe noktada hüzün ve ızdıraplı tadına varılmasıyla başlamıştır.

Böylece şeytanın dolmuşunda seyreden ihanet çeteleri tarih boyunca artarak ve yayılarak günümüze kadar gelmişlerdir. 

Ama sırasıyla izlerini sürmeye çalışalım. 

Hemen peşinden Abdullah bin Sebe?nin 3. Halifemizi şehit etmesi ile bir kere daha İslam şuurunda olanların kalbine ihanet hançeri saplanmıştır.  Ghulat-i Şî?a mezhebine mensup siyahî bir Yemenli Yahudi kadının oğlu olan bu hain, güya müsliman olmuş süsü vererek sonuçta hainliğini Hazreti Osman Efendimizi şehit ederek ortaya koydu. 

Nihayet, ?bu kadar olur? dedirten bir kahpece ihanete daha şahit oluyoruz. Allahın Arslanı, evliyalığın temeli olan Hazreti Ali, Ramezân-ı şerîf ayı 17 Cum?a günü sabâh nemâzına giderken Abdürrahmân ibni Mülcem isminde bir hâricî haini tarafından kılıçla alnına vurularak şehit edildi. Kûfede ya?nî Necef denilen yerde medfûndur.

Böylece cennetle müjdelenen 4 büyük halifemizden 3 nü ihanete kurban verdik. Onları koruyamadık. Herkesi kendimiz gibi sandık. İHANET kelimesinin çirkin yüzünü hiç göremedik. Herkesi sevdik bağrımıza bastık ve hançeri bağrımıza yedik. İyi mi?

Hazreti Hasan ve Hüseyin Efendilerimizi burada zikrederek hüzünlü kalbinize yeni bir ızdırap eklemek istemiyorum. Bu da çapraz ihanetin sonucudur. İhanet tarihinde bizler için önemli bir ağlama alanıdır.  

Hicri 661 den 750 senesine kadar Emevi?ler döneminde ve 5 asır İslam devletini yöneten 60 tane Abbasi halifelerinin çoğu aynı akıbete uğramış, gizli ajanlar ve kripto hainler vazifelerini icra etmiş ve suikast yapmakla kalmamış, devleti zaafa uğratacak vahim işler görmüşlerdir. Hayırlı hizmetlerin engellenmesi, şer işlerin yaygınlaşması, hep bunların şeytani umurlarıyla olmuştur.

Fatimiler ve Memluklular döneminde devleti yönetenlerin de yanı başında hep faaliyet gösteren bu hainler, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında da etkili görev icra ederek devleti ve milleti ileri gitmesin diye hep mani olmuşlardır. Sadettin Köpeği söylemekle Selçukluların nasıl bir ihanet şebekesi ile baş başa kaldığını anlamak mümkündür.

Ertuğrul Gazi, Osman gazi?den Vahidettin Han?a kadar Osmanlılar zamanında da her zaman bu alçak hainler işbaşında olmuşlardır. 

Baksanıza Ertuğrul ömrünü hain temizlemeye harcadığı halde temizleyemeden öldü. 
Bitmedi eksilmediler ve cumhuriyet döneminde de etkili ve yetkili mercileri tutan hainler hala icraatlarını devam ettiriyorlar.

Gönlüm isterdi ki hangi hain nerede kimi halletmiş, 
Nasıl halletmiş, 
Hangi cenaha ve hangi siyon kurumuna maşalık etmiş
Ne gibi zararlara devleti uğratmış bir bir yazalım. 

Ancak, bunu yazacak zamana, kâğıda ve mürekkebe sahip değiliz.

Sonraki yazımızda son zamanlarda işe koyulan bazı ihanetleri ve çeteleri yazmaya çalışcağız.  

Selam ve hürmetlerimizle?