CHP Milletvekili Olsam

 

Allah etmeye

Ben CHP milletvekili olsam...!

Bu gün ki aday istişare toplantısına girsem

Arkadaşlarımızın gidiş hali içinizi yakmadı mı?

Neden her seçimde sağcılardan aday arıyorsunuz?

Biz solcular aydın, ilerici, layık ve nafi? insan değil miyiz?

Hepimiz, hiçbirimiz hatta siz bile hiç bir işe yaramıyor muyuz?

Acaba, 70 yıllık mağlubiyetten sonra daha kaç seçim kaybedeceğiz?

Seçimlerin zamanı belli değil mi, neden daha önceden hazır olunmaz?

Acaba kamuoyunda yazılıp çizilenlerden hiç rahatsız olmuyor musunuz?

Siz başbakan, cumhurbaşkanı olmak istemiyorsanız burada ne işiniz var.?

Hani seçime hazırız, hodri meydan, hadi gel erkeksen diyordunuz, Ne oldu?

Toplum önünde, milletin huzurunda ve dünya kamuoyuna hiç yalan söylenir mi?

Madımakçılarla 40 sene kötü davran, ama şimdi onlarla yat, kalk. Yakıştı mı bize?

Meral Akşener her ne olursa olsun, MHP? nin çadırından gelmiş bir obalı değil mi?
Bir buçuk deste canlarımızı, ciğerlerimizi beleşe, aylak nasıl hediye edersin arkadaş?

 Kamuoyunda, neden sizin halleriniz matrak capslara konu olmakta? Ben utanıyorum siz utanmıyor musunuz?

 Karşımızdakiler her iftira attığınızda mahkemeye verip, çatır çatır tazminat alıyor ve halka dağıtıyor. Peki, karşıdan siz hiç tazminat kazandınız mı? Hayır kazanmadınız. Peki NEDEN?

 Durup dururken "Benim atam, Osmanlı asla olamaz" neden dediniz?

Osmanlı?dan başka bu milletin atası mı var ki, O zaman siz kimin torunusunuz?

Sizin atanız kimler?

 Hiç fikriniz bu devlet ve millet tarafından kabul gördü mü? Görmedi. O halde hep aykırı mı konuşursunuz?

 Buraya kadar konuşturmazlardı elbet. Olsun. Sorabildiğim kadar sormuş olurdum. Sonuçta, hiç bir soruya cevap alamadığımı görmüş olurdum. Allah?a ısmarladık falan demez salonu terk eder, gider, Tayyip Erdoğan`a selam çakardım.

 Yetmez, gece gündüz tünelleri, köprüleri, hava alanlarını, hastahaneleri, adalet saraylarını, zeytin dalı cephelerini, 900 km uzunluğa sahip Suriye sınır duvarını, oradan Çin seddini, hatta Gazze, Kudüs, Filistin, Mayanmar, Uygur, Afrika sahilleri, restore edilen tarihi eserleri dolaşır, gittiğim yerlerde liderim (Sayın Erdoğan) nasıl kalplere köşk kurmuş bizatihi görürdüm.

 Sonra son soluğu, Çanakkale şehitliğinde alır, ben sizi ancak anlayabildim. Siz benim atamsınız. Osmanlı benim atamdır der, saygıyla önlerinde eğilir, fatihalar hediye ederek özür dilerdim.

 Sonuç ne olurdu dersiniz. Sizi bilmem ama ben bildiğim kadarıyla tarihimle, milletimle barışık, onlara saygılı, onların da saygısını sevgisini kazanmanın gururu ve huzuru içinde olurdum.

 Allah etmesin.

Mehmet KARAGÖZ

Gazeteci Yazar