Kavalalı Mehmet Ali Paşa (Osmanlı?da ilk önemli isyanı yapan
kimse) Bunun 4 oğlundan biri Mehmet Abdulhalim Paşa, Abdulaziz Hanı`ı tahtan
indiren adamdır. Yüksek dereceli Mason
Aslında aile sonradan
soyadlarını Mısırlı olarak değiştirse de aslen Yunanistan gelmedir. Buraya bunu
not düştükten sonra devam edelim.
Bunun da iki oğlu var,
1- Abbas Halim
Paşa: Abisi ile beraber İsviçre de
tahsil görmüş. İttihat terakki döneminde Bakanlık yaptı. Bursa Valiliği yaptı.
Mısır Valisi olan babası ölünce yerine Mısır valisi olarak atandı.(1892) II
Abdulhamid Han Mısır`da Yönetim ve Mısırın sınırları ile alakalı ferman
gönderdi. İngilizler bu fermana karşı çıktı. Vali paşamız İngilizlerle ilişkili
iş tuttu ve Mısır elden çıktı. İşte bu paşa, Mısıra giderken yanında kimi
götürdü dersiniz? Mehmet Akif`i. Akif?in 11 yıl kaldığı Mısırda bu paşanın
misafir oldu. Öldüğünde çok ağlayıp cesedin başında kısa sürede hatim inerek
çok kederlendi. Akif başındaydı. Ölümüne Donup kaldı, ağlayamadı. Sonra
?boynuna sarılarak; Cânân niçin gittin?? dedi.
Sonra İstanbul?a döner ve yine bu ailenin yaptırdığı MISIR
APARTMANI?nda bakımsız garip ve aç sefil bir hayat yaşar. Zaten kısa zamanda
hastalanır ve ölür.
Gelelim öteki oğlana,
2- Sadrazam Said
Halim Paşa: Bu paşa da İstanbul?da Osmanlıyı yıkmak ve tahta geçmek idealleri
içinde yoğun faaliyet gösterir. İttihad ve Terakki döneminde (1913-1917)
yıllarında sadrazamlık yaptı. Bir önceki görevi ittihat terakki cemiyeti genel
sekreterliğidir. Bu iki kardeşin ikisi de babaları gibi ileri dereceli masondu.
Bunların yakın
arkadaşı Ali Suavi sarayda gençlere özel eğitim veriyordu. Ama kızıl
masonlardandı. Kocaman Osmanlı nasıl anlamaz ve çocuklarını bunlara emanet eder.
Orası da ayrıca muammadır. Suavi 500 adamı ile Çırağan Sarayını basarak
Abdulhamid Han?ı devirmek istedi. Ama 7-8 hasan paşanın bastonu kafasına geldi
ve öldü. Aslında her köşe başında bir 7-8 hasan paşamız olmalı.
İlişkiye bakın ki,
Mehmet Akif`in gardaştan öteye giden bunlarla olan dostluğu içimizi sızlatarak
düşünmeye sevkediyor. Bu kirli ilişkilerin içinde vatan şairi ne arar, nasıl
onlarla böylesine dostluk pekiştirir. Bilmiyor muydu, anlamadı mı? Hoş kocaman
Osmanlı devletimiz anlamazsa o nasıl anlasındı?
Sonra bunlar
yanlarına Cemaleddini Efgani, Said Nursi, Muhammed Abduh, Mehmet Akif, Eşref
Edip, Şemsettin Günaltay, Said Halim Paşa nerede bir araya geliyorlar dersiniz.
Güya dinci bilinen Sebilürreşad dergisinde.
Hepsi burada
toplanmış yazılar yazarak beyinleri de sapıtmaya çalışıyorlar. İnsanları
gizlice din adamı gibi görünüp, dinen imandan etmeye çalışıyorlardı.
Sonuçta bu ilişkiler
uzar gider.
Dipnot düşmek gerekirse devlet devletliğini yapacak, art
niyet kötü maksad taşıyan hainleri alnından tanıyacak ve temizleyecek.
Bütün gizli işleri yöneten hain çetelerin içine adam
koyacak. Her hareketlerinden haberdar olacak.
Yoksa mı?
Yoksa işimiz her zaman düdük.
100 yıl sonra yine içimize yerleştirdikleri hainler ülkeye
el koymaya çalışır.