Dinimiz nakil dinidir. Allahü Teâlâ elçisi Muhammed Aleyhisselam aracılığı ile kullarına gönderdiği dini tesis etmiş ve tamamlamıştır. Bu berrak ve temiz dinimiz aynıyla bize kadar gelmiştir. Ehli sünnet inancı kapsamında, 4 hak mezhep ve dört delil (edile-i şer?ıyye)ê dayalı olarak doğru İslam, kıyamete kadar hiç bozulmadan var olacaktır. Allahü Tealanın vaadi budur.

 Dinde ayrılık, gayrılık, farklılık yoktur. Dört mezhep arasında küçük ayrıntılar İslamı daha rahat yaşamaya yaramaktadır. Yani rahmettir. Bu hadisi şerif ile sabittir.

 Kafir güçler, bunu bozmak için gayretlerini artırmıştır. Yetiştirdikleri hoca kılıklı kimselerin sayısını çoğaltmışlardır. Onlar da zehrini kusarak tartışmaları alevlendirmektedirler.

 Tüm tartışmaların sebebi budur.

Mezhepsiz, selefi ve vehhabi zihniyetli ne kadar sahte ve reformcu hoca kılıklı adam varsa onlardan uzak durmakla, bunları TV lere çıkartmamakla dinlememekle bu fitneyi bastırmalıyız. Görülüyor ki bu yetmiyor. Her geçen gün bunlara rağbet çoğalıyor. Bazılarını dinlemeye 5-6 bin kişinin katıldığını gördükçe ye?se düşüyor, hırslanıyorum. Bu kötü gidişe dur diyeceklerin ortalıkta gözükmemesi, hatta bozukluğa devlet adamlarınca destek verilmesi işin vahametini arttırmaktadır.

 Eyvaah eyvah.

 Çözüm olarak ehli sünnet hocalar bir araya gelip, bu sapıkların ipliğini, pazara sermelidir ki, bellerini bir daha doğrultamasınlar. Eskiden dinimizin sahipleri vardı. Böyle sapıklıklara al sana derler, ağızlarına ot tıkanırdı. Mesela, Halifelik makamı gücünü sapıklara karşı kullanır İslam?ın safiyetini korurdu. Hakeza, şeyhul İslamlar?

 Ayrıca;

İslam?ın yayılmasından 400 sene sonra 5. asırda gelen İmam-ı Gazali hazretleri İslama saldıranlara çok şiddetli ve sert cevaplar vererek ağızlarının payını vermiştir. Hele hele o zamanda Yunan Feylezoflarının çürük iddialarını pis suratlarını paçavra gibi fırlatmış kustukları zehirleri kendilerine

yedirmiştir. 1000 den fazla kitablarından bir tanesi olan "El-minkızu Al-eddalal kitabı bu tokatlardan biridir.

 Ondan 500 sene kadar sonra ise İmam-ı Rabbani hazretleri güneş gibi doğmuş İslama sokulmaya çalışılan sahte din adamlarını ve onların pis zehirlerini izale etmiştir. Sohbetleri ve eserleri ile yaptığı bu temizleme ve parlatma hizmeti hala bu gün yolumuzu aydınlatmaya yetmektedir.

 Ondan da 500 sene kadar sonra Hüseyin Hilmi Işık Efendi yaklaşık 60 yıldır, islama bela olan, musallat adamların hepsini tek tek tespit ederek, art niyetlerini ortaya çıkartmış, kitablarındaki bozuk ifadeleri belirtmiş, doğru olanı yazarak onların emellerini suya düşürmüştür. Bu ve benzeri kitapları 30 a yakın dile çevrilerek dünyanın her tarafına yayılmış, insanlar bid?at ve küfür felaketinden korunmuştur.

 Belki de bu kitaplar olmasaydı bizler de, bu gün ya şia?nın ya da vehhabiliğin tasallutu altında diğer İslam ülkeleri gibi inim inim inlerdik.

 Bu gün acil çare olarak, bu adamlar arasında siyasi ve devlet nüfuzu kullananlar varsa (ki bilinen şeyler dolaşıyor) bunların bu gücü kırılmalıdır.

 Ehil olan, etiket sahibi ve TİTR sahibi olanlar ehli sünnet alimler, TV yetkililerini dolaşıp, durumun ciddiyeti dile getirilip, bunlara söz hakkı kesilmelidir.

 Belediye ve bazı vakıf ve derneklerle de görüşmeler yapılarak gerekli tembihatlar yapılmalıdır.

Ehli sünnet alimler birliği kurulmalı ve sürekli kamu oyunu bilgilendirmelidir.

Bu sapıkları çürütme çalışması sağlam ve etkili delillerle yapılarak, etkinlik sağlanmalıdır.

 Diyaneti gale almıyorum. Bu güne kadar olduğu gibi bunan sonra da bir şey beklemenin yersiz olduğunu düşünüyorum.

Allahü Teala hepimizi sapık ve küfür içeren söz ve davranışlardan bizleri muhafaza eylesin. Amin