Osmanlı toprağı olan ve Kutsal topraklara hamilik eden
Filistin halkı İngilizlerin alavere dalavere ile çevirdiği dümenlere
aldandı. Aldandığını 100 yıl sonra
anlayacak olan Filistinliler Osmanlıya düşman oldu. 100 yıl önce artık
hegemonya İngilizlerin eline geçti.
Ardından Filistin, Aralık 1917 de İngilizlerin mandası
haline geldi. Bu dönemde İsrail devletinin temeli, pis karakteri ve hamuru
terör mayası ile yoğrulmuştur. Henüz İsrail terör devleti kurulmadan önce 1920
yılında Filistin?de HAGANAH adlı katil gaddar bir örgüt kurdular. Bu örgütü kim
kurdu biliyor musunuz?
Siyonist Yahudiler tarafından önce NİLİ adı verilen ve sonra
?Savunma? anlamına gelen HAGANAH gizli ve istihbari amaçlı olarak silahlı
askeri örgüt kuruldu. Örgütün kurucuları Aaron ve Sarah Aaronsohn adlı iki
kardeşti. Kadın fahişelerden oluşan bu örgüt askeri istihbarat toplayıp,
kuşlarla İngiliz istihbaratına gönderip, amaçlarına erişmek istiyorlardı.
Kurucu iki kardeşten birisi olan Sarah Aaronsohn adlı fahişe
Osmanlı paşası Cemal paşa?yı girdabına alıp, gönül ilişkisini ilerleterek
topladığı bilgileri posta güvercinleri ile gönderirken Osmanlı istihbaratı olan
Teşkilatı Mahsusa (Bu günkü adı MİT) tarafından yakalandı ve zindana atıldı.
Hücredeki tuvaletin tavanına saklanan bir tabanca ile intihar ederek sırları
alıp götürdü.
Bu iki kardeşin 3 cü kardeşi olan Alexander Aaronsohn ise,
Ekrem Cemil Paşa?nın ordusunda görevli bir Osmanlı askeri olması ayrı bir
gizem. Demek ki İsrail Terör Devletinin kurulma niyeti o zaman pis beyinlerinde
varmış.
Bu örgütün o dönemde nasıl köyleri bastığı, nasıl katliamlar
yaptığını buraya yazarak vicdanlarınızı sızlatmak istemiyorum. Taa ö zaman
Filistini boşaltmaya, mülklerini satmaya zorlamaya başladılar. Alt yapısı
oluştuktan sonra da İsrail terör devletini kurmayı başardılar. Artık Ortadoğu
resmi olarak kan kusmaya başladı.
Daha sonra İsrail kurulup, ordusunu teşkil ettikten sonra bu
terör örgütünün adını alacaktır. Elbette temeli terör olan bir devlet teröre
devam edecek. Bu güne kadar İsrail?in yaptığı faaliyetlerin hepsini bu
zaviyeden değerlendirmek lazımdır.
Asıl olan bundan sonra İsraillin yapacağı katliam ve
vahşetleri şimdiden görmektir. Bunlar, Fırat ve Nil nehirlerini içine alacak
bir büyük İsrail kurduktan sonra tek dünya devleti olmaya azmetmişler.
Ama bu hedeflerine kavuşmak için aşmaları gereken engeller
var. Bunun en zor olan müslimanlar? ?Bu engel aşılacak? inancından hiçbir zaman
taviz vermediler. Ama önce müsliman gibi gözüken El-Kaide, Taliban, Daeş, PYD.
V.b örgütler kurarak onları maşa olarak kullanarak katliamlarla müslimanları
azaltmaya tüketmeye çalışıyorlar. Öldüremediklerini de tehcirlerde açlıktan yok
ederek, daha kalan olursa onları da asimile ederek, büyük İsrail hedefine
kavuşmaktır.
Sonrasında bir tek müslimanın varlığına tahammül edemezler.
Çünkü onların ne menem bir mahluk olduğunu müsliman olanlar iyi bilir.
GARGAT AĞACI nın ne demek olduğunu başka milletler bilmez.
Ama bizim kitabımız o ağacı ve ardına saklanacak olan Yahudileri tanıtır.
Korkuları o günde müsliman kalmazsa biz ağacın ardına saklanma ihtiyacı
duymayacağız. O halde o güne kadar müsliman kalmamalı derler. İnançları budur.
Ama korktukları akıbet vahim bir şekilde başlarına
gelecektir. Kuranı Kerimde Allahü Tealanın tarifi gerçekleşecektir. Bundan hiç
kimsenin şüphesi olmasın.
Biz de Yahudilerin ardına saklanacağı GARGAT ağacını
gördüğümüz her yerde yok etmeliyiz.
Kudüs atağı onlar için sonun başlangıcı olacaktır.
Yeter ki biz müslimanlığımızı gereği gibi yaşayalım. Ondan
taviz vermeyelim.
İçimizdeki Yahudi zihniyetine teveccüh etmeyelim.
Mehmet KARAGÖZ