29 MAYIS 1453 FETİH VE ADALET

Ahmet ŞENKAL

30-05-2023 08:23

       Peygamber Efendimiz(sav) ve ilk müslümanlar İslam’ın ilk yıllarında Mekke’den Medine’ye hicret ettikden sonra Mekkeli putperestler Bedir ve Uhut savaşlarında İslamiyet’i ve müslümanları yok etme emellerine ulaşamadılar. Bunun üzerine müslümanlara karşı yaklaşık 10.000 kişilik ordu ile bir kez daha Medine’ye saldırı için harekete geçmişlerdi. Peybamber efendimiz ve sahabeler sayılarının onlara göre çok az olmasından dolayı hendek kazarak savaşmaya karar vermişlerdi. Hendeğin kazımı esnasında Peygamber Efendimiz Sahabeler’e ihbar-ı gaybi ile gelecekte Müslümanlar’ın Bizans’ın başkenti Konstantin’i feth edeceğini müjdeliyor, Onlara sabır, güven ve cesaret veriyordu.

      Peygamber Efendimiz o günkü sahabelere diyordu ki: İslamiyet bu şekilde garib, Müslümanlar da zayıf ve güçsüz kalmayacak. Öyle bir gün gelecek ki Şam, İran, Yemen ve Bizans’ın Müslümanların hakimiyetine geçeceğini, İslamiyet’in oralara kadar ulaşacağını müjdeliyordu. Böylece İslamiyet’in ve müslümanların manen ve maddeten Bizans İmparatorluğuna galip geleceğini haber veriyor, ilk müslümanları teselli ediyordu, tebşir ediyordu…

      Peygamber Efendimizin vefatından kısa bir sure sonra sahabilerin de içinde bulunduğu ordular Peygamber Efendimizin hadisinde belirttiği ‘güzel bir komutan’ ve ‘güzel bir asker’ olabilmek için Konstantiniyye’nin önlerine kadar gelirler ve şehri kuşatırlar. Hatta bu kuşatmaların birisinde Peygamberimiz(sav)’in hicret ettiğinde evinde misafir kaldığı Ebu Eyyub el-Ensari Hazretleri de vardır. Kuşatma esnasında surlara en yakın yerde şehit olur ve oraya defnedilir. Bu sahabi ise şimdi bizim misafirimizdir. Kabri İstanbul’un fethinden sonra yapılan ve kendi adını taşıyan caminin bahçesindeki türbesindedir. Allah rahmet eylesin, şefaatine mazhar eylesin.

      Konstantin 1453 yılına kadar pek çok kez müslüman devletler tarafından kuşatılmış fakat bir sonuç alınamamıştır. 1071 yılında Bizans’a karşı büyük bir zafer kazanan Sultan Alparslan’dan sonraki dönemlerde müslüman olan Türk Boyları hep batıya doğru ilerlemişlerdir. Daha sonra kurulan Osmanlı Devleti’nde ise İslamiyet’in Anadolu ile sınırlı kalması bir duraklama olarak algılanmış ve İlay-ı Kelimetullah davasının bütün dünyayı kaplaması düşüncesi hakim olmuştur.

       İlay-ı kelimetullah uğruna bozkırları at sırtında aşan atalarımız denizleri de kasırgalar ile aşıyorlardı. Durmak yok yola devam diyorlardı…aşılamayan engelleri bir bir aşıyorlardı. Fatih’in babası olan II.Murat ise önündeki Bizans engelini aşmak için Anadolu ve Rumeli Hisarlarını yaptırarak hazırlıklarını yapmıştı. Şehri kuşatmak ve almak istiyordu. Hocası Hacı Bayram Veli ise yanındaki küçük yaştaki çocuğu ve Akşemseddin’i işaret ederek Onlara nasip olacağını bildiriyordu.

      II. Mehmet 21 yaşına gelmişti. Şehri kuşatmak için bütün hazırlıkları tamamlamıştı. Yanında hocası ve devlet erkanı ile bir cuma sabahı şehri kuşatmıştı. Kendisinin planını çizdiği meşhur Şahi topları ile surları dövmeye başlamışlardı. Bu toplar sadece sert taşlardan yapılmış surları değil aynı zamanda o taşlardan daha çok katılaşmış olan ’Haçlı Zihniyeti’ni de dövüyordu. Yıkılırsa ikisi de birlikte yıkılacaktı. Böylece İlay-ı kelimetullah’ın önündeki en büyük engellerden birisi olan Haçlı zihniyeti de yıkılacaktı. İslamiyet’in tebliği denizleri aşarak batıya doğru ilerleyecekti. İşte bunun için ‘’Konstantaniyye bir gün mutlaka feth edilecektir. O’nu fetheden komutan ne güzel komutan ve O’nu fetheden askerler ne güzel askerlerdir’’ diye buyuran Peygamber Efendimiz(sav) İslamiyet’in nerelere ulaşacağını asırlar öncesinden müjdelemiş oluyordu.

      İşte genç Mehmet bu davaya başını koymuş ve ‘’Ya İstanbul beni alır ya da ben İstanbul’u’’ alırım diyordu. İstanbul Müslümanlar için kutsal bir hedef ve bir düştü…Maddi ve manevi sebepler olgunlaşmıştı. II.Mehmet hayatını buna adamıştı. Kuşatma biraz uzayınca bu durumu bir türlü kabullenemeyen ve son hazırlıklarını 29 Mayıs 1453 tarihinde yapan Sultan Mehmed savaş erkanını toplar, Feth suresi okunduktan sonra ‘’nasrun minellahi ve fethun garib’’ ayeti ile duasını bitirir. Askerlerine Allah’ın Yardımı ve Peygamber efendimizin himmeti ile galib geleceklerini müjdeledikten sonra toplu bir hücuma başlarlar. Bu hücum neticesinde surlardan açılan gediklerden saldırıya geçen askerler İslam’ın Sancağı’nı surlara dikerler. Böylece bu aziz şehir kapılarını İslam’a ve müslümanlara açtı ve fetih gerçekleşmiş oldu. Hıristiyan halk ise Fatih’in hoşgörüsü ve adaleti ile tanışıyordu…

       Artık bu şehirde ezanlar okunuyor, tekbirler getiriliyor, tevhit ve şehadet kelimeleri semalarını inletiyordu…Bu aziz şehrin dağı da, taşı da, toprağı da, denizi de bu değişime şahitlik ediyordu. Şehrin adı İSLAMBOL oluyordu.  

  İstanbul’un fethinden sonra bu şehir, Osmanlının başkenti, hilafetin ve İslam dünyasının önemli bir ilim ve irfan merkezi olmuştur.

 

      * İstanbul feth edilmişti; ne güzel şehirdi,

      * II. Mehmet feth etmişti; ne güzel komutandı,

      * Askerleri savaşmıştı; ne güzel askerdi,

      * Ayasofya’da ezan okundu; ne güzel Camii idi,

      * Ayosofya’da ezan susturuldu; ne mahzundu,

   Evet bu gün 29 Mayıs 2023, fethin yıldönümü; yine İstanbul’da bir Komutan var,

 bir Fatih var.

      * Ayasofya’da yine ezan okunuyor…

 

DİĞER YAZILARI KARAMANOĞLU BEYLİĞİNDEN GÜNÜMÜZE ŞEYH ALAEDDİN ALİ B. YAHYÂ ES-SEMERKANDÎ Şeyh Alaaddin es-Semerkandi veya Zeynel Abidin(ks) 01-01-1970 03:00 BÜTÜN HAMDLER ALLAH'A MAHSUSTUR 01-01-1970 03:00 EUZU VE BESMELE ALLAH'A SIĞINMAK VE ALLAH’TAN YARDIM İSTEMEK 01-01-1970 03:00 FETHİN SEMBOLÜ, FATİH’İN EMANETİ AYASOFYA 01-01-1970 03:00 HİCRET’İN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ 01-01-1970 03:00 BÜYÜK İHANET ‘’15 TEMMUZ’’ 01-01-1970 03:00 TÜRKiYE’DE DARBE GELENEĞİ - Osmanlı’da Darbe 01-01-1970 03:00 HACCIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ 01-01-1970 03:00 ÇOCUĞUN İMTİHANI 01-01-1970 03:00 GURBET 01-01-1970 03:00 ‘’YETER SÖZ DE FETİH DE MİLLETİNDİR’’ 01-01-1970 03:00 İKİ SIĞINMACI VE BİR SİYASET 01-01-1970 03:00 MİLLİ GÖRÜŞ ‘’DAVAM’’ 01-01-1970 03:00
G-NL5SXDG3FM