İslam’a girişin ilk ve en önemli kelimesi olan ‘’ Eşhedü en- lâ İlahe İllallâh ve Eşhedü enne Muhammed’en Abduhû ve Rasûluh’’ öyle tılsımlı bir kelimedir ki; İnsanı fani  bir canlı olmaktan çıkarmakta, alemlerin Rabbi olan Allah’a kuvvetli bir bağ olan iman ve teslimiyet bağı ile bağlamaktadır.

       İnsanı Rabbine bağlayan bağlar kelime-i şehadetten sonra Namaz, Oruç, Hac ve Zekat ibadetleri ile devam etmektedir. Büyük bir İnsaniyet olan İSLAMİYET; her bir İnsanın İmandan sonra Allah için yapacağı en büyük kulluk ve teslimiyet olan bu ibadetler vasıtasıyla insaniyeti bizlere ders vermekte ve öğretmektedir. Bu uygulamaya yönelik ibadetler bir yandan İnsanın şahsi kulluk ve teslimiyetini sağlarken diğer taraftan da insan ve toplum merkezli yaşama kültürünü beraberinde getirmektedir. Bu da Yüce Yaratıcının İnsaniyeti yeryüzüne hakim kılma amacıdır.  

       Yüce Allah yeryüzünü İnsanlar ile şereflendirmiştir. Allah’a inanan bizler ise yeryüzünü İnsaniyet ile şenlendireceğiz. Biz Müslümanların yeryüzünü bir Mescit, Mekke’yi Mihrap ve Medine’yi de Minber yaparak birbirimize Ensar ve Muhacir olabilmemiz Hac ibadeti ile mümkündür. Geçmiş dönemlerdeki Hac ibadeti ile ilgili ihmaller ve yasaklar Haccın ümmet üzerindeki manevi tesirini gerçekleşmesine engel oldu. Müslümanların birlik ve beraberliği büyük yara aldı. Müslümanlar arasında değişik maniaların da etkisi ile menfi milliyetçilik gelişti. Hilafet zemini kayboldu. Halbuki Hac ümmet için büyük bir birlik, beraberlik ve kardeşlik toplantısı idi. Renklerimiz, ırklarımız farklı da olsa; Allah’ımız bir, Peygamberimiz bir, Kitabımız bir ve pek çok birliğimiz vardı… ve  hepimiz Millet-i İbrahim’den idik.  Hac bunu gerçekleştirmede harikulade bir İlahi etkiye sahipti. Hac Müslüman Milletlerin ‘’Milliyetlerinin de  İslamiyet olduğunu hatırlatıyordu.

  Allah’ın  kutsal davetini kabul edip, Hac İbadeti için Allah’ın evi olan Kabe’de bir araya gelen Müslümanlar aşk ve şevke gelerek hep bir ağızdan:                                                                                                                           *Lebbeyk, Allahümme lebbeyk,                                                                              *Lebbeyke la şerike leke lebbeyk,                                                                                  *İnnel Hamde ve-nniğmete leke vel mülk,                                                                                     *Lâ şerike lek… sesleri ile semavatı çınlatıyordu.                                                                                                       Yeryüzü ve Semavat da maddi ve manevi sakinleri ile  Allah’ın beyti olan Kabe’ye yönelen Hacılarımıza katılarak şöyle diyorlardı: Ey Allah’ım Sen evine davet ettin, biz de senin bu ilahi davetini kabul ettik, huzuruna geldik. Allah’ım senin Tevhit davetini kabul ettik, Senden başka İlah yoktur, senin şerikin de yoktur. Hamd  Sana mahsustur yani yeryüzünde övgüye layık ne kadar yücelik ve üstünlük varsa hepsi senin içindir.

     Yeryüzündeki hayat nimeti başta olmak üzere bütün nimetler Sana aittir. Senden başka bize nimet veren yoktur. İçimdeki ifade ettiğim ve edemediğim imanımı ve kulluğumu sana sunuyorum ve buna yeryüzündeki bütün ehl-i İmanı, yeryüzünü ve gökyüzünü içindekiler ile beraber şahit tutuyorum. Allah’ım imanımı ve kulluğumu kabul et.

     Ey Yüce Allah’ım Senin davetini kabul eden bütün hacılar gibi ben de kabul ettim, kalktım huzuruna geldim; bütün hacıların kalbleriyle Sana sundukları iman, teslimiyet ve kulluklarına ben de katılıyorum kabul et.

      Ey Yüce Allah’ım: Sen’in elçin ve kulun Hz. Muhammed(sav) Veda Haccı’nda Sahabeleri ile birlikte San’a sundukları kulluk ve teslimiyetlerini ben de onların diliyle ve kalbiyle sunuyorum. Beni de Onların aralarına kat, Onların şefaatına mazhar eyle.

 *Allah’ım! bu dünyada Sen’in hatırını âli tuttum hiçbir hatıra fedâ etmedim,     

*Allah’ım! bana seveceksin diye dayatılan hiçbir faniyi  sevmedim,                           

*Allah’ım!  San’a şirke sebep olacak şekilde hiçbir şahsı ve varlığı putlaştırmadım,                                                                                                     

*Allah’ım!  Sen’den başka hiç kimseye Ey Yüce!? diye… hitap etmedim,               

*Allah’ım!  San’a ait isim ve sıfatları senden başka hiç kimseye vermedim,              

*Allah’ım!  Senin Dinine, Peygamberine,  Kitabına, Ezanına, Camine düşmanlık yapanlar ile birlikte olmadım, O zalimlere ve dinsizlere destek olmadım,                                    

*Allah’ım!  Rabbim Allah demekten başka bir suçları olmayan San’a gönül vermiş milyonlarca mazlum ve şehit ehl-i İman hatırına zalimleri alkışlamadım,

* Ey Allah’ım! uluhiyetine, hakimiyetine, yüceliğine ve dinine karşı şirkin dışında bütün günahları affedeceğini bildiriyorsun. Allah’ım bütün şirk ve şeriklerden sana sığınıyorum, beni avf eyle…

* Ey Allah’ım!  Şeytan’ın en çok horlandığı Bedir günü ve Arefe günü   hürmetine bizleri insi ve cinni şeytanlardan  muhafaza eyle,                                                             

*Ey Allah’ım!  Senin Uluhiyetinin sembollerinden olan Safa ve Merve hürmetine bizleri kulluğuna kabul eyle,                                                                                                  

*Ey Allah’ım!  kulun Hz. Hacer ve Hz. İsmail için âb-ı hayat yaptığın Zemzemi bizlerin bütün dertlerine derman eyle,                                                                                            

*Ey Allah’ım! tavaf, say ve şeytan taşlama bunların hepsi Sen’i anmak ve San’a teslimiyettir. Bu teslimiyetimizi ve hamdimizi daim eyle,                                                            

*Ey Allah’ım!  Senin elçin(sav) in açıkladığı gibi bizlere çokca telbiye getirmeyi ve kurbanlarımızı keserek yemeği ve ikram etmeyi nasip eyle,                                                                  

*Ey Allah’ım! Halîlullah dediğin elçin Hz. İbrahim’n duası ile Kabeye veda ediyorum:

*‘’Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. Bize ibadetlerimizi ve hac menasiklerimizi göster. Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın.’’                           

*‘’Rabbim!  Bu şehri  güvenli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut.’’     

* ‘’Rabbim! Beni ve soyumdan gelenleri namaz kılanlardan eyle, Rabbimiz! Duamızı kabul et.’’