Yıllar önce görüştüğüm bazı anne babalardan duyduğum spot bir cümle:  ?Bizim çocuk çok zeki?.  Bu cümleyi duyunca ben de üstün yetenekli bir çocukla karşı karşıyayım diyerek ilgiyle dinliyordum. Nasıl yani der gibi bakışlarım karşı tarafı cesaretlendirmeye gerek bırakmadan hemen hararetli bir açıklama geliyor. ?Bizim çocuk okula gitmeden okumayı öğrendi. Bazı harfleri ve bazı kelimeleri yazabiliyor?. Hatta bazıları yetenek anlamında üstün zekâlı olduğunu veya çok güzel resim vs yaptığını söylüyorlardı.  Öyle mi? Ooo, ne güzel, Maşallah vs. diyordum.

Son zamanlarda ise bu cümleyi daha sık ve daha çok ebeveynden duyar oldum.  ?Bizim çocuk çok zeki hocam?.  Nefes almadan açıklama geliyor. Çocuklarının tablet ve cep telefonunu kullanabildiğini, birçok oyun ve çizgi film sitesine kendi başına girebildiğini maalesef övünerek anlatıyorlar. Böylelikle üstün yetenekli bir çocuğa sahip olmanın haklı(!) gururunu doyasıya yaşıyorlar. Ebeveyn olarak elde edemedikleri başarıyı çocuğu üzerinden devşirmenin gizli hazzını yaşıyorlar.

Bu tip çocuklar ortaokula geldiğinde aynı anne babadan şu tip cümleler duyabiliyorum. Hocam bizim çocuk çok zeki ama çalışmıyor. Bilgisayar veya akıllı telefonunu elinden almasak hiç bırakmıyor. Ne tavsiye edersiniz? Bir psikoloğa götürelim mi? Anlaşılıyor ki şimdilik elinden alabiliyorlar.

Maalesef öğrencimiz liseye geçtiğinde ise duyduğumuz cümle biraz daha değişiyor. ? Hocam bizim çocuk hiç ders çalışmıyor. Teog?da şu kadar yüksek puanla bilmem hangi okulu kazandı. Ama şimdi eskisi gibi değil, elinden telefonu alamıyoruz. Şu kadar GB internet paketi var, yetersiz buluyor. Paketimi artırın diyor. Geçen sene yeni aldığımız akıllı telefonu son modeli ile değiştirmemizi istiyor. Ne yapacağımızı bilemiyoruz. Çaresiz bir sızlanma?

Önce tv reklamları ile oyaladığımız o masumlara biraz büyüdüğünde eline tablet verdik. Acı ama gerçek hayattan alınmıştır. İlkokul 1 veya 2 çocuğuna karne hediyesi olarak akıllı telefon verdik. Sonra bu çocuk hiç ders çalışmıyor veya elinden telefonu düşürmüyor diye serzenişte bulunuyoruz. Bu çocuğun kitap okumasını mı bekliyorduk? Rüzgâr eken fırtına biçer.

Sahi ya bizim üstün yetenekli çocuklara ne oldu?