İletişim; kişiler arasında, duygu, düşünce, bilgi, haber alışverişi, duygu, düşünce, bilgi ve haberlerin, akla gelebilecek her türlü biçim ve yolla kişiden kişiye karşılıklı olarak aktarılması yani kısaca birbirlerini anlamalarıdır. Bu aktarım ve bağ tek yönlü veya kesintiye uğramışsa iletişim ortadan kalkmış demektir. Bugün ki yazımda genelde iletişime özelde aile içi iletişimden daha doğrusu iletişimsizlikten bahsedeceğim.

            Geçmiş zaman olur ki deyip nostalji yapmayacağım ama ülkemizde televizyonun yaygınlaşması aile içi iletişimi sekteye uğratan önemli bir faktör olmuştur. Hatta o kadar ki elektrikler kesilince aile fertleri birbiri ile sohbet eder olmuşlardı. Televizyondan sonra bilgisayar ve internet kullanımı bu süreci daha da olumsuz etkilemiştir. Ama aile içi iletişime esas öldürücü darbe akıllı telefonların kullanımının yaygınlaşması ile oldu. Önceleri ailenin büyüğünde olan cep telefonları kısa süre de yaygınlaşarak ailedeki en küçük ferde kadar indi. İstatistiklere göre telefon kullanımı 10 yaşın altına düşmüştür.

            Aslında mesele akıllı telefon, internet ya da teknolojik başka araçlarını kullanmamız değil. Maalesef bunları dengeli kullanmamamızdır.  Zihnimizde akşam vakti bir Türk aile ev ortamını canlandıralım. Yer aile fertlerinin bir araya geldiği akşam sofrası olsun. Mutfakta açık bir televizyon, evin genç kızının elinde telefon kulağında kulaklık müzik dinliyor, evin oğlunun elinde telefon. Her ikisi de annesinin yemek hazır davetine ?Tamam anne geliyoruz? diye geçiştiriyorlar. Baba yemek atıştırırken telefondan döviz fiyatlarına bakarken yine homurdanıyor ve ?Ne olacak bu memleketin hali? diyor. Anne bir gözü televizyonda bir gözü masada duran telefondan apartman whatsapp grubuna mesaj yetiştiriyor. Yemeğe geç gelen var, yemeğini alelacele yiyerek hızla elinde telefonu ile odasına geçen var. Bu veya buna benzer tablo maalesef bütün Türkiye?de ve bütün ailelerde üç aşağı beş yukarı hemen hemen her gün tekrar ediyor. Yani aile fertleri, arkadaşlar hatta kafede oturan iki sevgili birbirleriyle değil sanal âlemde birileriyle iletişim halindeler. Burada fertlerin birbiriyle paylaşımı veya iletişimi değil tam bir iletişimsizlik var.

Niye böyle olduk peki? Hepimizin şikayet ettiği bu konuda çözüm nedir?  Eğer becerebilirsek akıllı telefon kullanım süresini azaltıp, epeydir azalttığımız kitap, gazete ve mecmua okuma süremizi arttırmalıyız. Ailece televizyon ve telefon kullanımına verdiğimiz zamanı sınırlamalı ve aslında nitelikli birliktelik ve ailecek ortak bir şeyler yaptığımız zaman dilimlerini artırarak yaşadığımız bu iletişimsizlikten kurtulmayı deneyebiliriz. Telefona değil birbirimizin yüzüne bakmalıyız. Aksi takdirde gelecek günlerimiz bu günleri bile arayacağımız zamanlara gebe olabilir. Herkesin sadece şikâyet ettiği bu konuda bizler toplumun yapı taşı olan aileden başlayarak tedbir almazsak toplumun geleceği ve eğitimimiz pekiyi bir yerde olmayacak. Bol kitaplı az telefonlu günler dilerim.