Teknolojinin yüzlerce faydasını sayabiliriz.
Günümüzde akıllı telefon ve bununla birlikte internet kullanmayan kişi nerede
ise yok gibi. Araştırmalar internet paketli akıllı telefon kullanımı on yaşına
kadar düştüğünü gösteriyor. İnternet ise insanların hayatını
kolaylaştıran, onlara sanal bir dünya sunmanın yanı sıra bazı olumsuzlukları da
beraberinde getiriyor. Sanal ya da siber zorbalık da bu olumsuzlukların en
önemli ve en yaygın olanı?
Siber kelimesinin sözlük anlamı olarak internete ait
olan ya da sanal anlamında kullanılıyor.
İnternette yani sanal alemde daha fazla vakit geçiren
insanlar gerçek hayatta belki de yap(a)madığı ya da göster(e)mediği saldırgan
davranışları sanal alemde daha rahat bir şekilde gerçekleştirebilmektedir
sanal alemde insanlar olduğundan daha cesur davranırlar, klavye delikanlısı
dediğimiz insanlar daha agresif paylaşımda bulunabiliyorlar. İnternet ortamında
elektronik iletişim araçlarını kullanarak herhangi bir bireye uygulanan
her türlü saldırgan davranış ve sözlü iletişime sanal veya siber zorbalık
diyoruz.
Fiziki zorbalığa çok benzeyen bu davranış biçiminde
zorbalığa uğrayan kişi kendisini rahatsız eden kişinin kimliğini ve neden hedef
seçildiğini bilmeyebilir. Bu durum da kişide daha derin izler
bırakabilir. İnternet ortamında hedef alınan kişi ile alakalı genel olarak
paylaşılan görüntü, yazı ve mesajlar uzun süre orada kalabilir yada sunucularda
sürekli kalabilir.
Sanal zorbalık çoğunlukla Facebook, Twitter Youtube, Google
plus, Linkedin, Badoo , İnstagram ,Pinterest vb gibi sosyal platformlarda ve
forumlarda meydana geliyor. Akıllı telefonların son yıllarda hayatımızda
hızlı ve geniş bir şekilde yer almasıyla beraber, anlık mesajlaşma ve
paylaşımlar arttı. Hatta çevrim içi oyunlarda bile aktif olan mesajlaşma her
yaş grubunu hedef alıyor. Bunun sonucunda sanal zorbalık olayları çok arttı.
Bunlara bir kaç örnek; Kişinin paylaştığı fotoğraflara alay ve hakaret dolu
yorumlar yazmak, sosyal medya hesabını çalıp buradaki bilgileri ifşa etmek,
şantaj yapmak ya da fotoğraf ve videoları izinsiz kullanmak vesaire şeklinde
gerçekleşebiliyor.
Araştırmalar gösteriyor ki sanal zorbalık, fiziki
zorbalıktan daha ciddi problemlere yol açabiliyor. Karşı tarafın öz güvenini
sarsarak, duygusal travmalara yol açan durumlarla, kurbanları intiharın eşiğine
getirebiliyor.
Genellikle gençler arasında yaygın olan sosyal medya
kullanımı, artık her yaş grubu tarafından etkin bir şekilde kullanılıyor. Ama
öncelikle sanal bağımlılık ve zorbalık genç yaş grubunda
gözlemlenmektedir. Zorbalığa uğramak ile depresyona girmek arasında
anlamlı bir korelasyon var. Sanal zorbalık yapan kişiler kurbanlarını genelde
sosyal hayatta güçsüz ve öz güvenini eksik gördüğü genç yaş grubundan
seçiyorlar. Buna maruz kalanlar ise kendilerini daha yetersiz ve değersiz
hissetmeye başlıyorlar. Bunun sonuncunda okula devamsızlık artıyor ve mutsuz,
asosyal bir hayat onları bekliyor.
Bu problemden korunmak için ebeveynler ve genç
bireyler ne yapabilirler?
Lütfen sanal ortamda kişisel bilgi ve fotoğraflarınızı ulu
orta paylaşmayın. Özellikle sosyal medyada telefon numaralarınızı, okul,
ev veya iş yeri adresi gibi özel bilgilerinizi paylaşmayın.
Sosyal medya hesaplarınızı, adresinizi ve profilinizi
herkese açık tutmayın. Arkadaşlık isteklerini kontrol etmeden kabul etmeyin.
Tanımadığınız kişilerden gelen mesaja cevap vermeyin.
Karşı tarafın sizi rahatsız eden mesaj ve paylaşımlarının hukuki delil
olabileceğini düşünerek silmeyin.
Sanal zorbalara ve zorbalığa karşılık vermeyin veya bunu
destekleyecek davranışlarda bulunmayın. Paylaşım, beğeni ve retweet yaparken
özenli olun bu yanlışı onayladığınız anlamına gelebilir.
Son olarak belirtmek isterim ki sanal âlemde gezinti ya da
internet kullanımı tuz gibidir. Azı kara çoğu zarar. Ölçüyü iyi
belirlemelisiniz.
Az tuzlu yemekler ve az vakitli internet kullanmanız
dileğiyle?