İnsanlar gittikçe büyüyorlar ustam.

Öyle çok büyüyorlar ki, kendileri küçük kalıyor büyüdükçe.

Akıl verirken de büyüyorlar. Akıl alırken zaten büyükler.

Eğitim sistemimiz nasıl olsun? diye bir soru duysalar…

”Benim fikrim bu, yanlış da olabilir” demiyorlar.

Benim fikirlerim hayata geçmez ise yine hiçbir şey düzelmez diyorlar.

Onca kitap okudum, onca kitap yazdım, birçok diplomam var, akademik titre sahibim, şu kadar yıl öğretmenlik yaptım, şu kadar yıl bakanlıkta çalıştım, şu kadar yıl müfettişlik yaptım, şu kadar yıl siyasetle uğraştım falan…

Hepsi başımız üstüne eyvallah.

Fikirler çatışsın, tartışma en ateşli bir şekilde devam etsin, en muhalifi de en lehte olanı da en aleyhte olanı da sürsün namluya fikrini… Hepsi tamam.

Tartışma olmaz ise sonuca varılmaz zaten.

Ama ustam…

Nedir bu parmak sallamalar?

Nedir bu üstenci bakışlar?

Nedir bu kendisini alanında tek otorite zannetmeler Allah aşkına?

El elden üstündü hani?

Hani eğitimde bağnazlıktan şikayetçi idik hepimiz?

Hani eğitim gelişmeye açıktı?

Kendisini geliştiremeyen insanların sistemi değiştirmeye çalışması garabet değil de nedir?

Birkaç klişe sorunu sürekli gündeme getirip devasa sorunların çözüleceğini zannetmek?

Arabanın beynine yüklenmiş batıdan bir program…

Vay motoru şu ustaya götürelim, tekeri şundan alalım, kaportayı bizim akrabaya götürelim…

O arabaya en kaliteli parçaları taksan da, netice değişmez. Arabayı kim kullanırsa kullansın istikamet batıdır, batı da batırır.

Arabanın beyni değişecekse ona da benim programdan yükleyelim der bir diğeri…

Olmuyor işte!

Kendi fikrine uymayan fikirlerin hepsini çöpe atan insanlarla olmaz bu iş!

Bir başkası ne yazmış, bir başkası ne demiş, bir başkası ne düşünmüş kimsenin okuduğu, dinlediği, anlamaya çalıştığı yok.

Bu işe kafa yoran insanların amacı üzüm yemek ondan şüphem yok, herkes iyi niyetli eyvallah! 

Ama birçoğu maalesef bizim bağın üzümünü yiyelim diyor.

İnsanlar okudukça meyveye durur dalları eğilir diyoruz.

Bizim insanımız okudukça meyve döküyor anlaşılan herkesin dalları kavak ağacı gibi göğe doğru uzanıyor.

Etmeyin, eylemeyin, gelin birlikte çekelim kürekleri, hepimiz dümene geçerek yürütemeyiz bu gemiyi…

Mustafa Süs