<p>Arkadaşları, yeni evli gence, bir çay sohbetinde:</p>
<p>-“Sen evleneli neredeyse bir sene oldu, ama maşallah sizin evden çıt çıkmıyor, siz hiç tartışmaz mısınız?” diye sorarlar.</p>
<p>“Hayır” diye cevaplar yeni evli genç ve ilave eder:</p>
<p>-“Akşam işten geldiğimde, kapı açılınca hanıma şöyle bir bakarım. Eğer hanım, eteğinin ucunu belinde topladıysa bilirim ki hanımın günü iyi geçmemiş ve havası yerinde değil.</p>
<p>Hiç ekmek, yemek sormadan usulca mutfağa süzülür, aceleyle birkaç lokma atıştırır ve ortalıktan toz olurum. Olur ya bazen de benim asabım bozuk olur. O zaman fesin püskülünü her zamankinin aksine soldan sarkıtırım.</p>
<p>O da bunu görür, asabi olduğumu anlar ve hiç sesini çıkarmaz, hemen yemeğimi, çayımı hazır eder. Etrafımda pervane gibi döner. Bu nedenle biz hiç kavga etmeyiz.</p>
<p>Dinleyenlerden biri:</p>
<p>-“Peki birader, kapı açıldı, yenge eteğin ucunu belinde toplamış, sen de fesin püskülünü soldan sarkıtmışsın.(yh) İki taraf da asabi, o zaman ne olacak?” diye sormuş.</p>
<p>Ötekiler de “Hah! Şimdi ne olacak?” demiş.</p>
<p>Genç gülümsemiş;</p>
<p>-“Bundan kolay ne var, fesin püskülünü hafif bir fiskeyle soldan sağa atarım” demiş.</p>