<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:12pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,serif"><span style="font-size:11.5pt"><span style="font-family:&quot;Arial&quot;,sans-serif">Tarihte &ouml;ne &ccedil;ıkan olayların ve kişiliklerin değerlendirildiği programın ilk yayını, İstanbul&rsquo;un fethinin 568&rsquo;inci yıl d&ouml;n&uuml;m&uuml; nedeniyle 29 Mayıs Cumartesi g&uuml;n&uuml; ger&ccedil;ekleştirildi. Google Meet platformu &uuml;zerinden ger&ccedil;ekleştirilen ilk programda Sel&ccedil;uk &Uuml;niversitesi Edebiyat Fak&uuml;ltesi Tarih B&ouml;l&uuml;m&uuml; &Ouml;ğretim &Uuml;yesi Prof. Dr. Alaattin Ak&ouml;z, &ldquo;Fetih ve Fatih&rdquo; konusunu değerlendirdi. </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:12pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,serif"><strong><span style="font-size:11.5pt"><span style="font-family:&quot;Arial&quot;,sans-serif">&ldquo;Fatih&rsquo;in ardından Ayasofya&rsquo;da yeniden ezan sesine kavuşmanın mutluluğunu yaşadık&rdquo;</span></span></strong></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:12pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,serif"><span style="font-size:11.5pt"><span style="font-family:&quot;Arial&quot;,sans-serif">KM&Uuml; Rekt&ouml;r Yardımcısı ve Edebiyat Fak&uuml;ltesi Dekanı Prof. Dr. H&uuml;seyin Muşmal&rsquo;ın oturum y&ouml;nlendiriciliğinde y&uuml;r&uuml;t&uuml;len programın a&ccedil;ılış konuşmasını Rekt&ouml;r Prof. Dr. Namık Ak yaptı. Rekt&ouml;r Namık Ak, konuşmasında İstanbul&rsquo;un fethi ve fethin ardından yaşananlarla ilgili a&ccedil;ıklamalarda bulunarak, &ldquo;6 Nisan 1453&#39;teki muhasarayla başlatılan ve 21-22 Nisan gecesi gemilerin karadan y&uuml;r&uuml;t&uuml;lmesine sahne olan İstanbul kuşatması, 29 Mayıs Salı g&uuml;n&uuml; hen&uuml;z g&uuml;neş doğmadan ger&ccedil;ekleştirilen etkili h&uuml;cumun ardından zaferle sonu&ccedil;lanmış ve &ouml;ğle saatlerinde İstanbul, ebediyete kadar T&uuml;rk İslam yurdu olmak &uuml;zere kendini y&uuml;ce kumandan Fatih Sultan Mehmed Han&rsquo;a teslim etmiştir.&rdquo; dedi.</span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:12pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,serif"><span style="font-size:11.5pt"><span style="font-family:&quot;Arial&quot;,sans-serif">Rekt&ouml;r Namık Ak, konuşmasını ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: &ldquo;Ge&ccedil;mişten g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze kadar ilmin, ticaretin, k&uuml;lt&uuml;r ve sanatın merkezi olan İstanbul; Roma ve Bizans İmparatorlukları ile Osmanlı Devlet-i &Acirc;liye&#39;sine (Y&uuml;ce Devleti) başkentlik yapmasının yanı sıra İslam d&uuml;nyasının nazarında daimi başkentlik unvanına namzet bir şehirdir. Bug&uuml;n, y&uuml;ce hakan Fatih Sultan Mehmed Han&rsquo;ın fethin ardından Ayasofya&rsquo;ya giderek ş&uuml;k&uuml;r secdesine kapanması gibi bizler de on ay kadar &ouml;nce aynı ş&uuml;k&uuml;r duygularıyla Ayasofya&rsquo;da yeniden ezan sesine kavuşmanın mutluluğunu yaşadık. Nasıl ki Fatih Sultan Mehmed Han, fethettiği İstanbul&rsquo;da sivillerin yaşamına, malına ve bedenine dokunmadan o m&uuml;barek şehri İslam&rsquo;ın huzur, g&uuml;ven ve barış renklerine boyamışsa bug&uuml;n d&uuml;nyanın her yerinde insanlık aynı y&uuml;ksek karakteri ve standardı sergileyebilmelidir.&rdquo;</span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:12pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,serif"><strong><span style="font-size:11.5pt"><span style="font-family:&quot;Arial&quot;,sans-serif">&ldquo;Peygamber ismine sahip olan tek ordu T&uuml;rk milletinin ordusudur&rdquo;</span></span></strong></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:12pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,serif"><span style="font-size:11.5pt"><span style="font-family:&quot;Arial&quot;,sans-serif">Rekt&ouml;r Namık Ak, konuşmasının devamında yery&uuml;z&uuml;nde bir toprağın y&ouml;netimine talip olmanın, her şeyden &ouml;nce o toprağın size hazır olmasıyla ger&ccedil;ekleşebileceğini, kimlerin bir yerde h&uuml;k&uuml;m s&uuml;receği konusunun ise insanların istemesiyle değil, ancak ilahi takdirle m&uuml;mk&uuml;n olabileceğini hatırlatarak, &ldquo;Biz inanıyoruz ki zorbalıkla ve ahlaki ilkelere riayet etmeksizin girişilecek her h&uuml;k&uuml;mranlık savaşı, h&uuml;sranla sonu&ccedil;lanacaktır. D&uuml;nya tarihinin yeniden şekillendiği, bir &ccedil;ağın kapanıp yeni bir &ccedil;ağın a&ccedil;ıldığı İstanbul&rsquo;un fethi, milletimizin t&uuml;m kurumları ve teşkilat yapılarıyla şaha kalktığı &ouml;nemli bir tarihtir. Zira 29 Mayıs 1453&rsquo;te Fatih Sultan Mehmed Han&rsquo;ın komutasında İstanbul&rsquo;u fetheden T&uuml;rk milleti, Peygamberinden aldığı manevi g&uuml;&ccedil; ve ilhamın tesiriyle hemen her sahada yeni zaferlere ulaşmıştır. Bu fetih, &ouml;zellikle gen&ccedil;lerimiz i&ccedil;in &ouml;nemli işaretler taşımaktadır. Bug&uuml;n T&uuml;rkiye&rsquo;nin 2053 ve 2071 hedefleri varsa bunun temelleri y&uuml;zyıllar &ouml;ncesinin o kutlu fetihlerinde yatmaktadır.&rdquo; diye konuştu.</span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:12pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,serif"><span style="font-size:11.5pt"><span style="font-family:&quot;Arial&quot;,sans-serif">Rekt&ouml;r Namık Ak, konuşmasının son b&ouml;l&uuml;m&uuml;nde ise tarihte hi&ccedil;bir milletin, ordusuna peygamber ismini vermediğine vurgu yaparak, &ldquo;Peygamberinin ismine sahip olan tek ordu arif, asil, aziz, necip ve kahraman T&uuml;rk milletinin ordusudur. Bu şeref yalnızca Mehmet&ccedil;iğe bahşedilmiştir. Mehmet, Muhammed sarayının kapısıdır; Mehmet&ccedil;ik ise o kapının eşiğidir. Bu vesileyle fethin 568&rsquo;inci yıl d&ouml;n&uuml;m&uuml; m&uuml;nasebetiyle, milletimiz i&ccedil;in daha nice fetihler, nice g&uuml;zel a&ccedil;ılış ve başlangı&ccedil;lar temenni ediyor; başta b&uuml;y&uuml;k kumandan Fatih Sultan Mehmed Han olmak &uuml;zere fethin maddi ve manevi mimarlarını, bu arif, asil, aziz, necip ve kahraman milletin şerefli ordusunu rahmet, minnet, h&uuml;rmet ve ş&uuml;kranla yad ediyorum. Ayrıca ceddinin yolunda aynı fiiliyat ve ruhu taşıyan, &Ccedil;anakkale, İstiklal Savaşı, Kıbrıs Barış Harekatı, 15 Temmuz&rsquo;da &uuml;st&uuml;n başarı g&ouml;steren, adeta et-kemik gibi bir b&uuml;t&uuml;n ve yek v&uuml;cut olan, T&uuml;rk milletinin evladı ve onun g&ouml;zbebeği T&uuml;rk Silahlı Kuvvetlerimize daimi zaferler niyaz ediyor; c&uuml;mle g&uuml;venlik g&uuml;&ccedil;lerimizin ahirete irtihal edenlerini rahmet, mağfiret, minnet, ş&uuml;kranla yad ediyor, hayatta olanlara sağlık, afiyet, huzur ve barış i&ccedil;inde nice uzun &ouml;m&uuml;rler diliyorum.&rdquo; dedi. </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:12pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,serif"><strong><span style="font-size:11.5pt"><span style="font-family:&quot;Arial&quot;,sans-serif">&ldquo;İstanbul, sadece M&uuml;sl&uuml;man ve T&uuml;rkler i&ccedil;in değil, b&uuml;t&uuml;n egemenler i&ccedil;in kızıl elma olmuştur&rdquo;</span></span></strong></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:12pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,serif"><span style="font-size:11.5pt"><span style="font-family:&quot;Arial&quot;,sans-serif">Rekt&ouml;r Namık Ak&rsquo;ın a&ccedil;ılış konuşmasının ardından programın oturum y&ouml;nlendiriciliğini yapan KM&Uuml; Rekt&ouml;r Yardımcısı ve Edebiyat Fak&uuml;ltesi Dekanı Prof. Dr. H&uuml;seyin Muşmal, Sel&ccedil;uk &Uuml;niversitesi Edebiyat Fak&uuml;ltesi Tarih B&ouml;l&uuml;m&uuml; &Ouml;ğretim &Uuml;yesi Prof. Dr. Alaattin Ak&ouml;z&rsquo;&uuml;n &ouml;zge&ccedil;mişini aktararak s&ouml;z&uuml; kendisine devretti. </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:12pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,serif"><strong><span style="font-size:11.5pt"><span style="font-family:&quot;Arial&quot;,sans-serif">&quot;İstanbul&rsquo;u fethetme şerefi b&uuml;t&uuml;n han ve hakanların r&uuml;yası haline gelmiştir&quot;</span></span></strong></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:12pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,serif"><span style="font-size:11.5pt"><span style="font-family:&quot;Arial&quot;,sans-serif">Prof. Dr. Alaattin Ak&ouml;z, konuşmasının ilk b&ouml;l&uuml;m&uuml;nde İstanbul&rsquo;un fetih s&uuml;reci ile ilgili bilgileri paylaşarak, İstanbul&#39;un neden &ouml;nemli olduğuna değindi ve şu ifadelerde bulundu: &ldquo;İstanbul&rsquo;un mevcut konumu g&ouml;z &ouml;n&uuml;ne alındığında gerek medeniyetler arasında bir k&ouml;pr&uuml; g&ouml;revi g&ouml;rmesi gerekse k&ouml;kl&uuml; bir tarihe sahip olmasından dolayı İstanbul tarih boyunca b&uuml;y&uuml;k bir &ouml;neme sahip olmuştur. Diğer yandan ise İstanbul&rsquo;un dini y&ouml;n&uuml; de onu &ouml;nemli yapan etmenler arasında yer almaktadır. İstanbul&rsquo;u fethetme şerefi b&uuml;t&uuml;n han ve hakanların r&uuml;yası haline gelmiştir. İstanbul, sadece M&uuml;sl&uuml;man ve T&uuml;rkler i&ccedil;in kıymetli değil, b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nya egemenlerinin kızıl elması olmuştur. Tarihte iki şehir, fethi hen&uuml;z olmadan m&uuml;jdelenmiştir. Birincisi Mekke, diğeri ise İstanbul. Mekke, Allah tarafından Peygamber Efendimize m&uuml;jdelenmiştir, İstanbul ise Peygamber Efendimiz tarafından &uuml;mmetine m&uuml;jdelemiştir. İslam orduları İstanbul&rsquo;u pek &ccedil;ok kez kuşatmış fakat almaya muvaffak olamamışlardır. Fatih&rsquo;ten &ouml;nce &uuml;&ccedil; kez kuşatılan İstanbul, kuşatılmaya en &ccedil;ok Yıldırım Beyazıt d&ouml;neminde yaklaşmıştır fakat o da başarılı olamamıştır. Kin veya &ouml;fke niyetiyle değil, Hz. Peygamber&#39;in o şerefine nail olmak amacıyla alınmak istenen bir şehir olmuştur.&rdquo; dedi. </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:12pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,serif"><strong><span style="font-size:11.5pt"><span style="font-family:&quot;Arial&quot;,sans-serif">&ldquo;Osmanlı, İstanbul&rsquo;u fethederek yalnızca bir şehri değil, bir imparatorluğu da devralmıştır&rdquo;</span></span></strong></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:12pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,serif"><span style="font-size:11.5pt"><span style="font-family:&quot;Arial&quot;,sans-serif">Fatih d&ouml;nemi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Ak&ouml;z, konuşmasını ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: &ldquo;Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı sultanları i&ccedil;erisinde hakikaten &ouml;zel bir yeri olan bir h&uuml;k&uuml;mdardır. İnanılmaz bir ufku olan, din ve ırk ayrımı g&ouml;zetmeyen bir sultandır. Pek &ccedil;ok farklı dil bilen, d&uuml;nya tarihini yakından takip eden ve vizyonu geniş bir h&uuml;k&uuml;mdardır. Fatih ikinci kez tahta &ccedil;ıktığında 19 yaşındaydı. &Ccedil;ocuk denilebilecek bir yaşta fakat ne istediğini bilen, oturmuş bir kişiliğe sahip bir padişahtı. Fatih, İstanbul&rsquo;un fethi &ouml;ncesinde Divan&#39;daki g&ouml;r&uuml;şmelerde &uuml;mera ve ulema sınıfının muhalefetinin yanı sıra ordunun da muhalefetiyle karşı karşıya kalmıştır. İstanbul, 27 kez kuşatılıp alınamadığı i&ccedil;in lanetli şehir olarak bilinir. Fatih yapılan toplantılarda her bir kesimi ikna edecek konuşmalar yapmıştır. Muhalefeti g&ouml;n&uuml;ll&uuml; veya g&ouml;n&uuml;ls&uuml;z ikna eden Fatih, fethin hazırlıklarına başlamış, İstanbul&rsquo;un fethi i&ccedil;in bizzat kendisi planlamalar yapmıştır. En ufak detaya kadar kendisi ilgilenmiş, bu şehri almanın neyle m&uuml;mk&uuml;n olabileceğini detaylıca d&uuml;ş&uuml;nerek karar vermiştir. Nisan ayında surlara yakın bir konumda otağını kuran Fatih, buradan kuşatmayı y&ouml;netmiştir. Toplam 70-80 bin civarında bir asker sayısı ve gemilerin karadan y&uuml;r&uuml;t&uuml;lmesiyle nihai olarak 29 Mayıs sabahı, namazdan sonra h&uuml;cum başlatılıyor ve &ouml;ğleye doğru İstanbul d&uuml;ş&uuml;r&uuml;l&uuml;yor. İstanbul, o g&uuml;nden sonra ebedi ve daimi T&uuml;rk yurdu olarak tescil ediliyor. Fatih, fethin ardından Ayasofya&rsquo;da halka seslenerek g&uuml;vence vermiş ve şehirdeki hayatın olağan hale gelmesine gayret g&ouml;stermiştir. Fatih, ismini de İstanbul&rsquo;un fethinden sonra kullanmaya başlamıştır. Osmanlı, İstanbul&rsquo;u fethederek yalnızca bir şehri değil, aslında bir imparatorluğu da devralmıştır. Bizler İstanbul&rsquo;a sahip olduğumuz i&ccedil;in İstanbul&rsquo;u sadece &ouml;nemli bir şehir olarak anıp ge&ccedil;iyoruz ama fetih Batı&rsquo;ya halen o g&uuml;nk&uuml; travmayı yaşatmaktadır. Bu durumu idrak ederek bu kutlu g&uuml;n&uuml; layıkıyla kutlamak g&uuml;n&uuml;m&uuml;z a&ccedil;ısından &ccedil;ok daha anlamlı olacaktır.&rdquo;</span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:12pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,serif"><span style="font-size:11.5pt"><span style="font-family:&quot;Arial&quot;,sans-serif">Program, Prof. Dr. Alaattin Ak&ouml;z&rsquo;&uuml;n konuşmasının ardından soruların cevaplandırılmasıyla sona erdi. </span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm">&nbsp;</p>