Siyasi yetki sahibi kimseler, bencil düşüncelerini, fikir ayrılıklarını bir tarafa bırakarak her şeyin üstünde olan vatanın elde kalan kısımlarını ve milletin siyasî istiklâlini kurtarmak yolunda, gerekirse nefsini de feda etmeyi bilecek çalışma arkadaşları bulmak zorundadır.

 

Parti teşkilatlarının hasbel kader görev üstlenmiş, sıradanlık vasfına sahip yöneticilerin, kendi ahvalini koruma ve kollama dışında bir fikir taşımaması partilerin küçülmüşlük girdabına girdiği anlamına gelir.

 

Zira pek çok yerde görülüyor ki, bu yöneticilerde, daha tahsilli, daha ahlaklı ve daha tecrübeli kimseleri aramıza alırsak; “onlar parlar biz söneriz” zihniyeti hâkimdir. Bu zihniyet nedeniyle yıllarca aynı yetkililer aynı yerde durmaya parti ise küçülmeye mahkûm olmuştur.

 

Partilerin üzerine çöken bu kara bulutu dağıtması gerekir. Aydın, ileri görüşlü, dünya ve ahiret sorumluluğu taşıyan atak, hızlı, tatlı dilli, çalışkan, hitabet, feraset, nezaket, fesahat sahibi vatan merdaneleri görev üstlenmelidir. Böyle naif kimseleri bulup görev verirseniz ne ala; bulamazsanız; vatan müdafaasız kalacak, beceriksiz, davasız, gailesiz kimselerin elinde mahfv-u perişan olacaktır. Bu durum her parti için geçerlidir.

 

Bir parti liderinin milletvekillerine “gereği gibi, yeteri kadar çalışmazsanız, aldığınız haramdır.” Diye feryat etmesi bu tembel, vasıfsız, beceriksiz kimselerin göze batacak düzeyde olduğunu gösterir.

 

Vatan ve milletin bu gün karşılaştığı tehlike, tarihimizde benzerlerine az rastlanır niteliktedir. Yunanı şamar oğlanı olarak kullanan güçler, Terör hamisi ülkelerin Kuranı Kerimi hedef alan saldırıları,, Akdeniz, Karadeniz ve diğer bölgelerde elde ettiğimiz üstün konumlar ve etkinliğimiz, azılı ve güçlü düşmanların ümüğüne takılmıştır. Beklenen tehlike sadece vatanın işgali ile değil, belki devletin çökmesiyle, milletin yok oluşu ile neticelenmesini yol açacağını büyük bir üzüntü ile hissediyoruz.

 

Böyle bir zamanda bu derece büyük bir tehlike karşısında, vatan ve milleti zararı en aza indirgeyerek kurtarmak için gereken meziyet ve tecrübeleri yüksek mertebede haiz bulunduğuna inandığınız öz vatan evlatlarını bulup zorla bile olsa görev tevdi’ etmelisiniz. İşi iş bilmezlere bırakmamalısınız.

 

Böyle buhranlı zamanda memleket idaresi vicdansız ve vatansızlar eline geçerse, kabahat elbette bizim olacak değil midir?

 

Kritik ve zor bir döneme daha giriyoruz. Seçim sonrasına kadar hain eller ve müzmin düşmanlar dur durak bilmeyecek elinden gelen her türlü yalan, iftira, algı ile saldırmaya –devam edecektir. Saldırıları göğüslemeye hazır olun.

 

“Yalan ve iftira ile mücadele kurumu” kurmanız her saldırıyı çürüten, her yalanı suratlarına fırlatan bir güç oluşturmalısınız.

 

Yoksa bazı yalanlara bazı vatandaşlar aldanıyor.

 

Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin. Amin…