Avrasya Maratonu diğer adıyla
İstanbul Maratonunu duymayanınız yoktur. Kıtalar arası maraton. Asya?dan
başlayıp Boğaziçi köprüsünden geçip Avrupa?da biten bir yarışma.
Hazırsanız, İstanbul?a sıra dışı bir gezi
yapalım. Gezimizi Boğaziçi Avrasya Maratonunda tamamlayalım.
??Çamlıca?da yerdedir göklerin derinliği??
diyerek, Çamlıca?da oturup çaylarımızı yudumlayalım. ??Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul?? diyelim bugün. Değil mi ki, fasih daire etrafında zaman
gergeflerini işleyerek bugünde dün olacak.
??İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı.?? İçimden bir ses ??O manayı bul
da bul/ İlle İstanbul?da bul / İstanbul, İstanbul.?? İçimden yankılanan ses,
boğazda suları dalgalandırıyor. Dalgalar yalılara çarpa çarpa zor zapt oluyor.
Şükür ki bu kasırganın, içimden gelen sesten olduğunu kimse bilmiyor, kimse
anlamıyor.
Sonrası? Hep gezdik, siz nereleri gördünüz
bilemem. Lakin ben ??O manayı bul da bul / İlle İstanbul?da bul / İstanbul,
İstanbul?? çağrısını anlamaya çalışmaktan dolayı, gözlerim hiçbir şey görmedi.
Aslında çok şey gördüm. İstanbul konuşuyordu ?? Ben resul duasıyım, sırf bu
yüzden yiğitlerin davasıyım?? diyordu.
Şehir konuşmaz diyorsan, kusura bakma ama
o senin sağırlığın, ya da şehre duyarsızlığın.
Eğer inanmayacaksan, şehre kulaklarını
kapattığın gibi bana da kulaklarını tıkayabilirsin. Mesela gördüğü en büyük
aşkı anlattı, yüzünde pembe bir renk belirdi, sesinde titreme ve heyecan.
Aceleyle ?? Dünya tek devlet olsa başkenti İstanbul olurdu?? diyen Napolyon mu,
dedim. Az önceki hali değişti, ağzı kulaklarını ziyaret edecek kadar güldü.
Acele başına iş açtı dedi. Yüzümü döner miyim, ağaçlarımdan bir yaprak verir
miyim acaba dedi. Gördüğü en büyük aşığın Fatih olduğunu ve nasıl sırılsıklam
aşık olduğunu anlattı. Çokbilmişlik yapıp Maşukta sensin diyecektim ki, az
önceki gafletimden utanıp söyleyemedim.
Oh çok şükür inandın konuştuğumuza.
Derdini söylemeyen derman bulamaz derler. Peki, ben o manayı nasıl bulacağım
dedim. Kusura bakma ama çok acelecisin dedi. Demin ki yaptığımı da nazikçe
yüzüme vurdu. Elimden gelen tek şey utanmaktı ve utandım. Halimi anladı dedi
ki, O manayı bulacaksın hem de ben de.
İstanbul kazan biz kepçe şehrin altını
üstüne getirdikten sonra gezimizin tamamlanacağı noktaya gelmiştik. Bu ne kadar
kalabalık, mahşer yeri gibiydi. Maraton bugünmüş meğerse İstanbul Maratonu. Her
yaştan insan maratona hazırlanıyordu. Biz de katıldık içine. Olimpiyat
şampiyonu atletler, her klasmandan koşucular başladılar koşmaya. Geride amatör
koşucular, peşlerinde yürüyenler, arka tarafta tekerlekli sandalyeli insanlar?
Herkesin yarışı emsaliyle, hatta asıl
yarış kendisiyle. Herkes potansiyelini en iyi şekilde değerlendirme gayretinde.
Gücü olanlar madalyaya doğru mutlulukla koşarken, gücü az olanlar, boğazın
eşsiz manzarasının keyfini çıkarırken mutluluğu doyasıya yaşamaktaydılar.
Asya?dan başlayıp Avrupa?ya varınca herkes
hedefine ulaşmış, herkes başarılı olmuş ve herkes mutluydu. En mutlusu bendim.
Bunca kıtaları boşuna geçmemiştim. O manayı bulmuştum. Hayatın sırlarından
birini çözmüştüm. ??Allah kimseye kaldıramayacağı yük yüklemez?? (Bakara,286)
ayetini yaşayarak idrak etmiştim.
Herkesin yeterlilikleri ve sınırlılıkları birbirinden farklıdır. Kişi sınırlarını ihlal etmeden, yeterli olduğu alanda müthiş başarılar tadabilir, mutlu olabilir. Hatta etrafına mutluluklar saçabilir. Denizlerin, göllerin, nehirlerin güzelliğini görebilmek ve tadına erebilmek için, okyanusun büyüklüğüne -saygı duymak kaydıyla- takılmamak gerek. Dahası yağmur damlarının mucizesini unutmamalıyız.
Dağın tepesinde sadece kuşlar bulunmaz.
Kanatları zirve için bir avantajdır mutlaka. Koşan, yürüyen hatta sürünen
hayvanlarda bulunur zirvede. İlginçtir, gökteki kartalı avlayıverir bir yılan.
Hep kartallar yılanı avlamaz ya dercesine. Herkes sınırlılıklarına fazla
takılmadan, yeterliliklerini daha iyi kullanmalıdır.
Başarmak cennet gibidir, mutluluklar
yurdu. Başaramamak cehennem gibidir, azap yurdu. ?? Yarım hurmayla da olsa
ateşten korununuz?? diyen peygamber efendimiz, bir yönüyle herkes
başarabileceğini başarsın, kaldırabileceğini kaldırsın demektedir.