<p>Cem Karaca şarkısında işportalara d&uuml;şen sevda gibi sevdalardan bahseder. Bilirsiniz işportalarda kalitesiz ,&ccedil;abuk bozulan ucuz &uuml;r&uuml;nler satılır. Sevda gibi sevdalar derken ger&ccedil;ek olmayan ve &ccedil;abuk biten hevesleri kast eder. Şarkının ilerleyen b&ouml;l&uuml;m&uuml;nde &ldquo;Doğuştaki o g&uuml;zellik bile nereden g&ouml;zlersen g&ouml;zle bir dolu g&ouml;zyaşı ile , kan ile ,ter ile değil mi? &rdquo; diyerek son noktayı koyar. Der ki emek vermeden &nbsp;, acı &ccedil;ekmeden g&uuml;zel olur mu ? Peki bu şarkıdan nereye geleceğim?<br /> &nbsp;T&uuml;rkiye&#39;de ge&ccedil;en yıllara g&ouml;re evlenen &ccedil;ift sayısı azalırken, boşanan &ccedil;ift sayısı arttı .&Ouml;zellikle gen&ccedil; nesilde artan bu boşanmaların bana g&ouml;re en b&uuml;y&uuml;k sebebi Cem Karaca&rsquo;nın da bahsettiği işportalara d&uuml;şen sevda gibi sevdalar. Sevdalar o kadar pişmaniye gibi ki azıcık bir darbede dağılıveriyor. Bir hevesle evlilik kararı alınıyor . Şimşek hızıyla evlenen &ccedil;ift yine &nbsp;fevri bir kararla boşanıyor. Her sıkıntıda , her olumsuzlukta kafasına ilk gelen &ccedil;&ouml;z&uuml;m boşanmak oluyor. Halbuki ne demişti Cem Karaca &ldquo;Doğuştaki o g&uuml;zellik bile nereden g&ouml;zlersen g&ouml;zle bir dolu g&ouml;zyaşı ile , kan ile ,ter ile değil mi? &rdquo; Evlilikte &nbsp;hayatın i&ccedil;inde hayat gibi &nbsp;sarmal bir m&uuml;cadeledir. Hani meşhur Al Yazmalım filmindeki &nbsp;Asya&rsquo;nın unutulmaz bir repliği vardı. &nbsp;&ldquo;Sevgi neydi?&nbsp;Sevgi&nbsp;iyilikti, dostluktu,&nbsp;sevgi&nbsp;emekti. &rdquo;&nbsp;<br /> Emekti derken?<br /> Kapitalizmin etkisiyle insanlardaki t&uuml;ketim anlayışı da değişti. Aldıklarımızı daha &ccedil;abuk eskitiyor yerine hemen yenisini alıyoruz. Sanırım bu yaşayış tarzı duygularımızda da kendini g&ouml;steriyor. T&uuml;ketim toplumunda olmak &nbsp;bizlerden fedakarlık ,anlayış, sabır, alttan almak gibi meziyetleri aldı. Bu meziyetlerin yoksunluğu ile daha egolu, daha inat , daha duygusuz birileri olduk. Her şeyi hızla t&uuml;kettiğimiz gibi birbirimize olan sevgi ve saygıyı da hızla t&uuml;ketiyoruz.&nbsp;<br /> Sanırım bizim yaptığımız en b&uuml;y&uuml;k hata evliliği, &nbsp;mutlu biten son olarak d&uuml;ş&uuml;nmemiz. Bu d&uuml;ş&uuml;ncede bize anlatılan masalların etkisi &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k. Hi&ccedil;bir masal evlilikle başlamaz ,evlilikle sonlanır. Sonsuza kadar mutlu &nbsp;olmuşlar , sadece masallarda ger&ccedil;ekleşir. Ger&ccedil;ek hayatta evlilik bir başlangı&ccedil;tır .Sonsuza kadar da mutluluk yoktur.&nbsp;<br /> Bizler &ccedil;ocuklarımızı tamamen masallarla b&uuml;y&uuml;tmeyelim. Onların birer prens yada prenses olduklarına inandırmayalım. Her şey gibi evliliğinde bir m&uuml;cadele olduğunu ,emek olmadan sevgi olmayacağını anlatalım. &Ccedil;ocuklarımızı yaşları geldiği zaman değil de doğru insanı buldukları zaman evlendirelim.</p> <p>&Ccedil;&uuml;nk&uuml; evlilik her insanla değil doğru insanla yapılır ve yine Cem Karaca&rsquo;nın dediği gibi ger&ccedil;ek bir sevda i&ccedil;in sendelese de y&uuml;r&uuml;yen insanlar lazımdır .&nbsp;</p>