https://www.larende.com/files/uploads/user/2caec32ffd6739003dc100f426f9e7a6-56557910fa80e4e80e82.png
Memiş OKUYUCU
Advert

Ankara Sahafları ve Ankara’da Kitap Dünyası

15-12-2022 08:39

Ankara Sahafları ve Ankara’da Kitap Dünyası (*)       

Tarihi, Osmanlı’nın kuruluş devrine kadar gider. Arapça kökenli olan sahaf sözcüğünün aslı, “sahhaf” şeklindedir. Kitap alıp satan kişiyi anlatır. Günümüzdeki anlamı ile kitapçı demektir. Ancak bu satıcı sadece alım satım yapan biri değildir. Aynı zamanda eksperdir. Sahaf bir ehli vukufdur. Bilir kişidir. Kokusundan kitabı bilendir. Hafızasıyla kitabı bilendir. Hatırasıyla kitabı bilendir. Kültürel geçmişiyle kitabı bilendir. Kitabiyata hakim arka planıyla kitabı bilendir. Kitap erbabıdır.

Sahaf deyince günümüzde, ihtisaslaşmış kitapçılar anlaşılır… Eski kitap, el yazması, hat, ferman, haritalar okuyabilmek, sahaflık için asgari şartlardır…Bu nedenle her eski eser,  kitap alıp satan sahaf sayılmaz…

Eski eser okuma bilgisi yanında, kitaba dair geniş bir vukufu gerektirir sahaflık…Kitapların tarihçesini, yazarlarını, basılı eserlere dair sağlam bilgiler yanında, hatlar, fermanlar, el yazmaları, islam tarihi bilgisini de  içine alacak  bir arka plan gerektiren ayrıcalıklı ve nitelikli bir meslektir sahaflık…En az bir  yabancı dil bilmesi, sahafın nitelik olarak öne çıkmasını sağlayan hususiyetlerdendir…

Alanında temayüz etmiş sahaflar; yukarıdaki özellikleri üzerinde toplamış, kitabiyata dair engin bilgileri ile bilinen kimselerdir…

Ankara’da  kitap ve  sahaflar dünyasına gelince…

Hafta sonları yatılı okulda arkadaşlarım okul dışına gezmelere giderken, benim en büyük eğlence kaynağım okul kütüphanesine gidip, orada kitaplarla vakit geçirmekti… Sportmen ve jimnastikçi olan ve zaman zaman okul meydanındaki paralel demirde jimnastik gösterisi yapan kütüphanecimizin adını hatırlayamadım. Her öğrenci katalogdan kitap seçimi yapardı. Ama bana kitap rafları arasında dolaşarak seçim yapma izni verirdi. Ona da bir kitap sevgisi borcum var. Yaşıyorsa uzun ömürler dilerim.

O yıllarda başladı bende kitaba  karşı ilgi ve kitap sevgisi…

İlkin Abdullah Ziya Kozanoğlu‘nun tarihi romanlarını okumakla başladım kitap serüvenime…

Bir Kanuni Sultan Süleyman romanını okurken kendimi adeta tarihin tozlu yollarında, egzotik bir  seyahate çıkmış gibi  hissederdim… (Şunu hemen belirteyim ki Abdullah Ziya Kozanoğlu‘nun bütün kitaplarını, -farklı baskıları dahil olmak üzere- temin ettim.  Hepsini de ciltlettim. Kütüphanemde müstesna bir yere koydum…)

Kitapla, kütüphanelerle  yakın alakam Ankara’ya yerleşince de  devam etti…

İlk önce Ankara’daki; yazar, okur, kitap, sahaf, kütüphane muhitlerini keşfettim…Bu sahada bir çok değerli isimlerle, üdebadan, kültürden, tarih alanından ve bilumum erbabı ilim ve erbabı kalemden  mümtaz  şahsiyetlerle tanışma fırsatı yakaladım…

Bir çok kitap sever ile dostluklar kurdum…

En büyük hazine keşfim, Ankara  sahaf muhitlerinde oldu…

Ankara’da kitap yaranı, kitap, sahaf ve bu alanın ilgilisi ne kadar insan varsa kısm-ı ekserisini tanıyarak/tanışarak, kendimi büyük bir kazanç kapısında imiş gibi hissettim…

Adilhan

Ankara’da kitap denilince ilk akla gelen yer, Kızılay’da  Adilhan Kitapçılar Çarşısı’dır.

Burada Ankaralı Muhibban-ı Kütüb’den (Kitap Dostları) kim varsa karşılaşabilirsiniz…

Çarşı dediysek bu mekan, kitap dostları  arasında daha çok ‘Adilhan’ olarak tanınmıştır…

 

Adilhan ziyaret edilince  de  bu işin üstadı Aşiyan Sahaf Ethem Coşkun’la sahaf ziyaretine başlamak ve adını hemen zikretmek gerekir… Üstad Ethem Coşkun’un 6 ekim 2017 tarihinde rahmetli olmasıyla aynı yerde oğulları tarafından işletilen  sahaf dükkanı, kitap severlerin halen mihenk yeri gibidir…

Ankaralı olup da, kitap yaranı olanlardan Üstad Ethem Coşkun’un yerine uğramayan, hemen hemen yok gibidir…Bir uğrak mekanıdır üstadımızın sahaf dükkanı… Her ne vakit ziyaret etseniz, üstadımızın mekanında akademik dünyadan ve kitap dostlarından birilerini, hayata ve kitaba dair koyu  bir sohbette bulmak mümkün idi… Hatta burada bir zamanlar zamanlar  başbakan şimdilerde ayrı parti kurarak siyaset yapan Ahmet Davutoğlu ile karşılaşmak bile  mümkündü… Şimdilerde sanırız pek zamanı kalmadı ki çok fazla görülmez oldu. Eski Anayasa Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya ve bazı eski büyükelçilerle de bu kitap muhitlerinde karşılaşabilirsiniz. Zaman zaman bu muhitlerde Aybü öğretim üyesi Doç. Dr. Sıddık Çalık ile de karşılaşıp, kitap muhabbeti yapmak da mümkün.


Şeyhül Sahhafîn Ethem Coşkun, mekanında bir çay eşliğinde, size bazen 500 yıllık kitapların tanıtımını ve anlatımını   yapabilirdi…Bazen de ülke meseleleri ve kitabiyata dair derin tarihi sohbetler edilirdi kendisiyle.. Ethem Coşkun Üstadımız size Müteferrika Matbaası basımı bir kitabı ya da Bulak Matbaası çıkışlı bir eseri anlatıp tanıtırken kitapla  arasındaki çok özel sevgi bağını yaşatırdı adeta…

Adilhan’ın girişinde bazen Yargı Yaşar’ın yerinde hareketli raflar da, sıra sıra dizilmiş kitaplar arasında dakikalar boyu kitap arayabilirsiniz… Bazen onun hemen karşısında Rasim Sahafta yığılı kitaplar arasında gözünüz, aklınız da ve listeniz de olan bir  kitabı arar ve tarar…

Adilhan’da üst katlara doğru çıktıkça, tarihin tozlu yollarını bize hatırlatan eski kitaplar ve kitapçıları görmek de  mümkün… Kitabiyata dair yeni isimler ve kitap dostları görmeniz mümkün…

Bazen Sahaf Ferhat’ı, kendi mekanında, eline yeni düşen bir kitabın hususiyetlerini sıralarken görebilirsiniz… Ferhat Sahaf‘ta 2020 yılında Adilhan’dan Ayrancı taraflarına taşındı.


Sahaf Orhan’ı otantik bir İran müziği eşliğinde çay ve kitapları üzerine dost muhabbetiyle kaynaşık halde bulmak ise her zaman mümkün…

Üst katlara çıktıkça Ekrem Sahaf’a şöyle bir uğrayıp raflarını taramadan ve ihtiyacımız olan kitapları, göz kararı ile sıra sıra eski baskı kitap dizili raflarda aramadan geçemeyiz…

Kitap dostlarını ve ne aradıklarını iyi takip eden Ekrem Sahaf’dan, yeni eline geçen kitaplardan, ‘ihtiyaca binaen’ teklifini almadan geçmek hiç olmaz mekanında…

Adilhan Kitapçılar Çarşısı ziyaret edilince, Fatih Yurdakul’un yerini anlatmak ayrı bir bahs-i diğerdir…

Fatih Yurdakul; uzun sakalları , tarz duruşu ve yaşam şekli ile adeta Türkiye’nin canlı siyasi yakın tarihinin kıdemli tanıklarından biri gibidir…

80 öncesi İslamcı gelenek müntesibi/mensubu kitap severleri koyu bir sohbet halinde bulabileceğimiz yegane bir mekandır Fatih Yurdakul‘un kitapçı dükkanı…

Her daim hazır kaynamakta ve buharı çıkmakta olan demli çay, orada hiç eksilmeyen ziyaretçilerin ve tüm vakitlerde kurulu dost halkasının mütemmim cüzüdür…Bu dost halkasına ne zaman katılsanız, Türkiye’nin kadim meselelerini kendi zaviyelerinden hararetli bir şekilde  tartışılıyor halde bulabilirsiniz…

İslamcı gençlik hareketleri ile İslamcı yayıncılığın Ankara’daki tarihinin kabaca bir özeti eşliğinde, Fatih Yurdakul ile kitap sohbeti, sizde nostaljik bir tat bırakır… Fatih Yurdakul’u da yaklaşık beş yıldan beri yeni taşındığı yeri Hamamönü’nde faaliyetlerini sürdürmekte.

Adilhan‘dan çıkıp yakınlarda bir kitap ve sahaf muhitini ziyaret etmek istediğinizde  hemen yakınlarda Aksoy Kitapçılar Çarşısı vardır… Aksoy kitapçılar çarşısında bir çok kitapçı ve sahaf mevcuttur…

Tunalı Sahafları

Tunalı da caddenin sağında solunda eski kitap işine gönül vermiş, bir çok kitapçı bulmak, gezmek mümkün… Tunalı’nın  ve tüm Ankara sahaflarının en namlılarından biri kuşkusuz Erdal Hoca’dır.   

Tunalı Caddesinin orta yerlerinde Tunalı Pasajında, Erdal Özdemir Hoca kitabiyata dair vukufu, kitaplar hakkındaki engin bilgisi, sahaflık için en temel şart olan eski eser okuma hakimiyeti  ile adı bütün Ankara’da ilk sıralarda zikredilmesi gerekli bir sahaftır…

Bu piyasada, sahaflar ve kitapçılar piyasasında  Erdal Hoca olarak tanınır ve bilinir…Kendisinin edebiyatçı olması, işine ayrı bir güç kazandırmış… Ona hakkını vererek,  layık ve uygun görerek Sahaf Erdal Hoca diyebiliriz…

Yahut ta kendisi bu sıfatı ‘hakkıyla hak ettiği için’ Sahaf Erdal Hoca dememiz gerekir…

Çünkü kendisi sahaflık unvanını layıkıyla hak eden  Ankara’daki yegane isimlerden birisidir…

Tunalı Pasajındaki işyerine uğradığınızda Ankaralı kitap dostlarından ve değerli kitapların değerini bilen bir kaç isme rastlamak her zaman için mümkün… Bazen Nihat Genç’e, zaman zaman Erkan Mumcu’ya, bir çok seçme zamanlarda da Ali Birinci’ye rastlar, kitap üzerine sohbetler edebilirsiniz…

Ankaralı kitap severlerin/kitap koleksiyonerlerinin belki de tüm Türkiye- piri diyebileceğimiz Talat Öncü’ye, Ankara’nın  belli başlı sahaflarında ayın ve günün her hangi bir vaktinde rastlayabilirsiniz…

Burada Talat Öncü’yü özel bir bahisle anlatmak gerekiyor…

Talat Öncü’yü şöyle anlatmalıyım… Kitaba adanmış, kitapların peşinde geçen  bir ömür ve bu uğurda harcanan yüklü bir servetten bahsetmemiz gerekiyor… Siz hiç 150 bin kitap ve  72 bin dergiden  mürekkep kitapları ve   kütüphanesi olan, kitap koleksiyoneri birini tanıdınız mı?

Ben, o ismi kitap piyasasında tanıdım… İşte o isim Talat Öncü’dür… Bilebildiğim kadarı ile Türkiye’de de  başka benzer örneği olmayan büyüklükte kütüphane sahibi bir isimdir Talat Öncü

Sahaflar dünyasında bahsedilmesi gereken bir diğer isim Fırat Ergenekon’dur…Ziya Gökalp Caddesinden Sakarya’ya döndüğünüzde Aksoy Kitap Çarşısına uğramak demek, mutlaka Fırat Ergenekon’a da uğrayacağınız/uğramanız gerektiği  anlamına gelir… Fırat’ın hayat ailesi, kitaplardan oluşsa da işyerinde rahmetli annesinden sonra annesinden yalınız olarak görmek mümkün.

Yani Fırat’ın eski kitap hazinesi dükkanı, bir tür aile işletmesi gibidir… Bazen kardeşi, bazen de annesi, eski kitap hazinesi iş yerinde,  hazır ve nazırdırlar… Mekanına gittiğinizde  kitap tarihi, kitap bilgisi, kitapların hikayesine dair soracağınız hemen her soruya ve arayacağınız her  kitaba, anlamlı ve olumlu  bir karşılık vardır Fırat Ergenekon’da…Kırk yıllık bir kitap serüveni, en düşüğü 100 tl ederinde olan, 15 bin kitaplık çok özel bir kitap koleksiyonunun sahibi olduğu da  şahsi  beyan ile sabittir…

Faaliyetlerini Anadolu Kitabevi adı ile açtığı eski eser ve antika kitap dolu iş yerindeki faaliyetlerini Kocatepe civarında sürdüren Gökhan Tuğ‘u da burada zikretmek gerekiyor..

Eski eser, antika kitap alım satımına meraklı olanların mutlaka yollarını düşürmeleri gereken bir başka isim de Güven Sahaf‘tır… Güven Sahafa uğramak için yolunuzu Bahçeli’ye düşürmeniz gerekmektedir…

Ankara’da kitap  muhiti deyince Olgunlar Sokağı da zikretmek gerekir… Olgunlar Sokağa gidince de kitap dünyasının yaşayan en kıdemli ismi Turgut Amca’yı,  namı diğer Külüstür Turgut’u mutlaka görmeniz gerektiği hissine kapılırsınız…Kendisi kitap dünyasının yaşayan bir çınarı gibidir…Adeta yaşayan kitap tarihidir Turgut Amca… Turgut Amca’da 9 Ağustos 2020 tarihinde rahmetli oldu. Onunla birlikte bir kitap hafızası daha bu dünyadan göçtü. Geriye kitap hafızası ile dolu bir hatıra denizi kaldı.

Ankara’da bir başka kitap muhiti Zafer Çarşısını da özel olarak zikretmek gerekir…

Yeni çıkan yayınlar için Kızılay’da Dost KitabeviniTurhan Kitabevini kitap severlerin hemen tüm yeni yayınlarla ilgili ihtiyaçlarını karşıladıkları yerler olarak özellikle belirtmek gerekir…

Kızılay deyince Akçağ‘a uğramadan  geçmek olmaz…

Bir de mahalle aralarına dağılmış halde olan sahaflık mesleği ile ilgili isimler vardır…

Bahçeli 32. Sokağa gittiğinizde Güven Sahaf’da aradığınız ve hikayesini dinlemek istediğiniz bilumum kitaplar mevcuttur…

Kocatepe civarına özel olarak Sanat Kitabevine uğramak, sahaflar dünyasına ayrı bir yolculuk yaptırır size…

Sahaf Ahmet Yüksel bütün kitaplarını itina ile tasnif etmiş, hazine değerindeki kitaplarını güzelce sıralanmış şekilde kitapseverlerin istifadesine hazır halde bekletmektedir…

Sahaf Ahmet Yüksel’in kitaplarını seyretmek bile insana bir ayrıcalık katar…Kişiliğindeki narinliği adeta kitaplarına ve mesleğine yansımıştır Sahaf  Ahmet Yüksel’in…Sahaf Ahmet Yüksel’den kitabiyata dair çok sağlam bilgiler dinlersiniz… Şunu da özellikle belirtmek gerekir ki Ankara’da sahaflık mesleğini hakkıyla bilenlerden ve bu mesleğin hakkını verenlerden birisi de Sahaf Ahmet Yüksel’dir

Ulus’tan başlayıp daha sonra Kızılay’a taşınan Akçağ ve onun banisi Ahmet  Hikmet Ünalmış’ı özellikle belirtmek, anlatmak Ankaralı kitapseverlere  çok önemli bir borçtur…Kızılay’da Sakarya caddesinde Akçağ Kitabevi bir  uğrak yeridir…Yeni yayınların, kitap dünyasına yeni çıkmış ve sürümde olan kitapların bakıldığı, sorulduğu mekanın adıdır Akçağ… Maalesef evet maalesef diyorum Akçağ Kitabevi’de mart 2019 ‘da kapandı. Kurulduğu zamanki iddialı ismi, Türkiye’de pek çok kültür, edebiyat adamı, yazar ve akademisyenin hatırası ve hafızası olan, bir devrin hafızası dolayısıyla böylece bir devrin kapandığı bir yerin adı oldu. Her ne kadar yayın kısmı ve net üzerinden satışının devam ettiği söylense de kısaca Akçağ tarih oldu.

Önceleri Pınar Kitabevi olarak başlayıp, sonraları Kurtuba  Kitabevi adını alan, kitap severlerin buluşma mekanı Kurtuba, şimdilerde daha çok; düşünenlerin, okuyanların, derdi olanların oturup fikirlerini paylaştığı, Türkiye’nin meselelerini tartıştığı bir mekan hüviyeti kazandı…

Ankara’da; Akçağ’ı listeden çıkarıp, Kurtuba, Dost ve Turhan Kitabevlerinin ismini  burada hassaten belirtmek kitap sever gönül dostlarına bir vefa borcudur…

Kurtuba, Dost ve Turhan Kitabevleri; Ankara’da kitapseverlerin ziyaret ettiği, yeni yayınlanan kitapların satıldığı kitabevleri olarak  zikredilmesi elzem olan dört büyük kitap mekanıdır… Bu arada çevrede belli miktar kitaplarla yeni açılan kitap kafelerden bahsetmek gerekiyor.

Her ayın ilk pazar günü Ankara Dikmen’de,  Ayrancı Pazar Yeri’nde  kurulan Ayrancı Antika Pazarı içinde yer alan  Ayrancı Kitap Pazarını da burada özel bir bahisle anlatılması gereken kitap mekanı/pazarı olarak görüyorum…

Yıllardan beri çok düzenli olarak kurulan bu kitap pazarında, muhtelif antika değeri olan bir çok  kitaplara rastlamak mümkündür…Türkiye’nin çok farklı illerinden bu pazara gelip sergi açan kitapçılar, kitap dostları ve kitap kurtları  antika kitaplarını kitap severlerin istifadesine sunarlar…Bu kitap pazarının düzenli olarak açılması, müşterilerinin de düzenli olduğu bir ortam  sağlamış…

Bir de kitap dünyasının isimsiz kahramanları, muhibban-ı kütübler var Ankara’da… Kitap pazarının gediklisi, Osmanlıca yazma eserler uzmanı Vecihi Amca, nam ı diğer Humeyni Amca’yı özellikle zikretmek gerekiyor…

MUHİBBAN- I KÜTÜB

Kitap dostları demektir…

Ankara’da kitaplarla ünsiyeti, ilişkisi, alakası ve muhabbeti nazara alındığında, muhibban ı kütüb yani gerçek manada kitap dostu olarak benim tanıdıklarımdan burada bahsetmek isterim….

Ankara  kitap dünyasının Üstadı   Şeyhül Muhibban ı Kütüb Ali Birinci’dir tartışmasız

Kitap sevgisi ve kitaplarla ilişkisi, aşk derecesindedir…

Kendisi için özel bir bahis açıp,  bütün veche ve hususiyetleri ile anlatılması gereken yegane isim ve kitabiyatın ehli vukufu… Kitapların adını, içeriğini, niteliğini ve tarihçesini hıfzetmiştir Ali Birinci

Kitaplar konusunda  engin bir birikimi,  Allah vergisi bir hafızası ve çok geniş bir mahfuzatı vardır… Hayatı programlıdır… Zamana karşı hep, programlı bir yarış halindedir…Ankara sahaflarını ve kitapçılarını düzenli olarak tarıyorken herhangi bir zamanda, herhangi bir sahaf ya da kitapçıda Ali Birinci’yi görmeniz pekala mümkündür…

Adeta tüm hayatı kitap üzerine kuruludur…

Üstad D.Mehmet Doğan hafızası, birikimi, kitapları, kitabiyata dair vukufu ile son elli yılın en değerli muhibban-ı kütübü ve kitap koleksiyoneri olarak, özel olarak anlatılması/anlaşılması  gereken bir isim olduğunu düşünüyorum…Sahip olduğu hazine değerindeki kitapları, Ankara kitap dünyasının geçmişine dair birinci elden sağlam bilgileri, kendisini bu konuda en önemli isimlerden biri haline getirmiştir…

Ankara’da muhibban ı kütübü anlatırken, üç Ahmetlerden muhakkak ki bahsetmek gerekir…



Bunlar Gezgin Ahmet, Çuval Ahmet, Sanat Ahmet’tir…

Bu piyasanın emektarlarından Çuval Ahmet ve meşakkatli kitap yolculuğundan bahsetmez isek, kitap dünyasının bir tarafı eksik kalır zannımca Ankara’da… O da şimdi kendisini bu piyasanın dışında asıl işi öğretmenlikle meşgul etmekte. Gezgin Ahmet’inde bu piyasadan akademik hayata doğru dümen kırarak hayatını ilim yolcuğu ile devam ettirdiğini belirtmeliyim.

Rahmetli İsmail Hakkı Gül Amca’da emektarlardan idi bu piyasada…

Bazen kitap aramak, taramak için şehirler , yollar aşarak kitap yolculuklarına  çıkan ve şimdilerde emeklilik moduna girseler de   Mehmet Sümter ve Erdinç Oktay, Ankara kitap dünyasından aşina olduğum kitap dostlarıdır… Nihat Genç Ankara kitap piyasasında zaman zaman rastladığım isimlerden. Onların da ismini burada zikretmeyi kendime bir görev  kabul ederim…

KİTAP VE CİLT

Kitaba değer katan, yaşatan ve hayat veren yegane unsur, iyi bir ustanın elinden çıkmış, biraz da sanat değeri taşıyan bir cilttir… Kitaplarla haşır neşir oluyorsanız, kitabı seviyorsanız hasılı muhibbanı kütübden iseniz yolunuz mutlaka ciltçilere düşer.Mesleğini hakkını vererek yapan, mesleğindeki meziyetlerini işinden anlayabileceğiniz cilt ustalarını arayı arayı bulursunuz…Bende bunların içinde tanıdığım ve meziyetlerine güvendiğim iki cilt ustasını siz okurlara tanıtmak istedim…

Şeyhül Mücellidîn Mehmet Karslı’ya aynı koridor da görüp de uğramadan geçerseniz kitabiyata dair çok önemli bir yanınız eksik kalır…Hazine değerindeki tarihi kitapların toplanıp ciltlenişinin bazen hikayesini, bazen de bizzat cilt yapımını çıplak gözle seyrederek,  kitapların tarihine adeta gizemli bir yolculuk yaparsınız…

Mehmet Karslı Şeyhül Mücellidîn unvanını hak edecek kadar işi ile hemhal olmuş, mesleğinin ve işinin sırrına vakıf , cilt konusunda oldukça hünerli birisi… Kendisine bir  cilt sanatkârı da diyebiliriz…

Kitaplar onun elinde bir sanatkâr hassasiyeti ve inceliğinde, adeta tekrardan vücut bulur….Mehmet Usta, adeta kitaplara yeniden vücut verir… Kendi deyimi ile onun işi,   “kitaba hayat vermektir.” Osmanlı cilt yapma sanatını, bir bileninden/ustasından  öğrenmek için bir yıl boyunca İstanbul’a kurs almaya gidecek kadar işine ve mesleğine düşkün bir isim Mehmet Usta…

Ankara’da işinin ehli cilt ustalarından biri diğeri de Mehmet Görkem’dir

Elli yıllık mesleği ve cilt ustalığı, Ankara’da yaşayan  kitap dostu kim varsa tanıması için adeta bir kapı aralamış…

Ankara’da ta eskilerden bütün kitap severler kitaplarını yeniden ciltletmek  istediklerinde, yolları bir şekilde Mehmet Görkem ile kesişir… Ulus’ta mekan olarak küçük,  ustalık olarak büyük işyerinde her gittiğiniz de, Ankaralı bir kitap dostunu, kitap ciltletmeye gelmiş ve Mehmet Görkem usta ile sohbet ederken bulabilirsiniz…Mehmet Görkem Usta’da 2020’den itibaren Altınpark’taki yeni yerinde bir miktar yavaşlatılmış haliyle hizmet vermeye devam etmekte.

Yüreğindeki insan sevgisi, kitap sevgisine yansımış Mehmet Usta’nın…

Kitap sevgisi ana kitabımız Kur’an-ı Kerim’den gelir…

Bütün kitaplar o ana kitabımızı anlamak içindir…

Kitapla uğraşanlar gerçekten ayrıcalıklı bir işle uğraşmış olmaktadırlar…

Şüphesiz burada ismini sayamadığım, isimsiz kitap kahramanları/kitap severler de mevcut…

Ben şahsen hukukum olan, vukufum olan, kitap dünyasından tanıdığım isimleri, tanıdıklarımı kitap dünyasında temayüz etmiş sahaf ve kitapçıları, mekanları yazdım…

Ankara’da sahaflar ve kitap dünyasına şöyle bir yolculuk yapalım  istedim…

Bir nebze anlatabildim ise ne mutlu bana…

Sağlıcakla kalın…

memis.o@hotmail.com

(*)Not: 2014 yılında yayınlanan bu yazı dışarıdan ve içeriden meraklılarına kaynaklık etmeye devam etmesi için, gerekli güncellemeler yapılarak yeniden yayınlanmıştır.

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI Bekri Mustafa’dan Celal Şengör’e Öğretmen Okullarını Hatırlamak Siyasetin Yolları Taştan: İbrahim Halil ÇELİK Eğitim Fakülteleri Müfredatın Neresinde? Hacı Bayram’da Asırlık Kurukahveci: Gül Kahve Orhan Seyfi Orhon, Vedâ Şiiri ve Hikâyesi Bu Bir İlandır ”Şaşırdım Kaldım İşte” Şiiri ve Hikayesi Öğretmen Okulu Günlüğü: Pazarören Hatıraları Türkiye’nin Neresinde? Maarif Vekaleti Binası Nasıl Yandı? Aliya: Acımasız Bir Savaş ya da Adaletsiz Bir Barış İlk Meclis: Kurucu Meclisin Kuruluş Ruhu Yatılı Okul Günlüğü: Pazarören’de Sosyal Hayat Bu Dünyadan Bir Mevlüde Genç Geçti Milli Merkez ve Maarifimiz Eğitimin Özüne Yolculuk Sadelik Yaşatır Öğretmen Okulu Günlüğü: PAZARÖREN MEZUNLAR BULUŞMASI Yatılı Okul Günlüğü: Sizin Hiç Babanız Öldü mü? Ulus Rüzgârlı: Ankara, Ulus’tan Başlar İmamı Azam Ebu Hanife ve Hakkında Yazılan Roman Üzerine Yatılı Okul Günlüğü: Pazarören Mimar Sinan Öğretmen Lisesi Evvel Zaman İçinde ve Şehirde: İnsan 27 Mayıs Darbesini Kim Yaptı? Türkiye Yüzyılında Eğitim Eğitim Gündemin Neresinde? Şehirlilik, Şehircilik ve Deprem Halk Şiirinin Altın Halkası: Aşık Veysel (1894- 1973) Depremin Üstesinden Eğitimle Gelmek Prof. Dr. Yılmaz Özakpınar ve Bir Alimin Ölümü Akif’in Türkiye’si Türkiye’nin Akif’i Bir Gençlik Hikâyesi Yazmak Maarifin Türkçesi Topçu: ‘’Mektep, millet kültürünün bayrağıdır.’’ Ahilik Yolunda OSTİM ve Ahilik Şûrası Bozkırda Toprağa Düşen Çekirdek: Prof. Dr. Kemal BIYIKOĞLU Topçu’nun İnsan Modeli ve Maarifin Millîliği Süleyman Çelebi’sini bekleyen çağ. Nurettin Topçu’nun Maarif Davası Mora’da Batan Güneş Medeniyet Sancağımız Türkçe Erdemli Bir Yayın Hareketi: Ebubekir Erdem Okullar Nereye Açılıyor? Maarif Raporu MEMİŞ OKUYUCU: İLK VE ORTAÖĞRETİMDE KELİME HAZNESİ Tarihe Geçen O Fotoğrafın Hikâyesi Öğretmenim ben… Türkçenin Sırları Mİllî Eğitim Şûrası Üzerine Bir Örnek Muallim: Mahmud Celaleddin ÖKTEN (1882-1961) Bir Üniversite Tercihinden Ötesi LGS Tercihleri ve Kendi Hikâyesini Yazmak Hârezmî Eğitim Modeli Ankara’da Bir Eğitim ‘ADA’sı Bir Hayalimiz Olsun FEN LİSELERİMİZ EĞİTİMİ VE GELECEĞİN EĞİTİM BİR FİKİR ADAMI ALİ FUAD BAŞGİL Eğitimde ufka yolculuk TÜRKEĞiTiMTV YAYINA BAŞLADI TÜRKİYE'DE ŞEHİRLİ DİNDARLIK Doğunun Yedinci Adamı: Mehmet Aydın TÜRKİYE?DE BİR ÜNİVERSİTEYE REKTÖR OLMAK Tarihe İz : Muallim Mahir İz  Bir Maarif Adamı Olarak Mustafa Öcal Aliya İzzetbegoviç: Direnişin ve Dirilişin Mimarı Boğazköprü?de Yanaşık Düzen ya da Bir Fasl-ı Cenaze Cankurtaran: Bir Semtin Hikayesi EĞİTİMİN ELE ALINACAK YANI DÜNYANIN SAHİLİ SELAMETİ:KALKINMIŞ TÜRKİYE EVVEL GİDEN AHBABA SELAM OLSUN ÜNİVERSİTELER TÜRKİYE'YE NE ZAMAN YETİŞİR? VAKAR ABİDEMİZ: AYASOFYA CAMİİ Geleceğin Meslekî Eğitimi: Büyük Türkiye Türkiye'nin Temel Eğitim Meselesi: MESLEKÎ EĞİTİM Meslekî Eğitim Üniversitesi MÜTEHASSIS OLMAYAN 'EĞİTİM UZMANI' OLUR MU? KIRAN GÜNLERİNDE MEŞK VE İÇE YOLCULUĞUMUZ YENİ BİR SİSTEM VE 'YENİLMİŞLERİN' DÜZENİ Bir Dönüştürme Projesi: KÖY ENSTİTÜLERİ ? 2 Bir Dönüştürme Projesi: KÖY ENSTİTÜLERİ Ederini Tüketen Düzen ve Biz AKİF'İN TÜRKİYESİ, TÜRKİYE'NİN AKİF'İ Yüzümüzü Ak Edecek Bir Söz Üreten Nesil Çağı Yönetir KALBİNİN DİLİ OLMAYAN ŞAİR: AKİF Münevver Ya Da Çınlayan Nağme Olmak Tuba Ağacı, Bambu Ağacı Tarihin İnkılap Etmesi Geleceğin Dünyası Gelişler ve Geri Gidişler Hak Temelli Bir Reforma Doğru Taktik Maktik Yok!.. Maarif Reformu Neden Şart? YAZMAK VE YAZARAK YAŞAMAK İLİM İKTİDARI, MEMLEKETİN İMARIDIR Maarifin Ahlâkı Var Mı ? Maarife Operasyon Ne Zaman? O Şehre Varmaz İsek! DURDURAMAYACAKSINIZ UTANGAÇ SUNUMLU 'ZORAKİ VE İSTENDİK' İNSAN FETÖ'NÜN EĞİTİM BOYUTU UTANGAÇ SUNUMLU 'ZORAKİ VE İSTENDİK' İNSAN SEÇİMİN GALİBİ: EĞİTİM SİSTEMİDİR! EĞİTİMİ TERBİYE ETMEK ECNEBİ MEMLEKETLERE ÖĞRENCİ GÖNDERME MESELEMİZ!