Hani bazen birileriyle tanışırsınız da, ilk beş dakika içerisinde cemaziyelevveline vakıf olursunuz ya, bugün biraz da bunlardan, bunların nasıl bu hale geldiklerinden söz edeceğim. Hemen size kendilerinin ne kadar önemli, ne kadar zengin, ne kadar makam sahibi, ne kadar okumuş, ne kadar kültürlü, ne kadar dindar, ne kadar vatansever, ne kadar yardımsever, ne kadar geniş çevresi olan birisi olduklarını anlatmaya, kendilerini size kanıtlarken bir yandan da sizin halinize çeki düzen verip öyle sıradan biriyle konuşmadığınızı ya da tanışmadığınızı ispatlamaya kalkanlar var ya işte onlardan bahsedeceğim. Onlar ki, abarttıkları her bir şey, aslında ruhlarındaki bir eksiklikten ya da kemalâtlarında (olgunlaşmalarında) tamamlanmadan kalmış gediklerin varlığından haberdar eder bizleri.  

Oysaki sonsuz denilen uzay boşluğunda bir iğne ucu kadar bile yer kaplamayan Samanyolu Galaksisi’nin içerisinde bir iğne ucu kadar hükmü olmayan güneş sisteminde yine bir iğne ucu kadar belki yer kaplayan dünya gezegeninin üzerinde 7 milyar insandan, yüz milyarlarca canlıdan sadece bir tanesiyiz. Hem de öyle bir tanesi ki doğumdan sonra yaklaşık bir yıl ayakta dahi duramayan, bir kaç yılda ancak anlaşılabilir düzeyde konuşur hale gelebilen, birkaç yıl geçmeden kendi kendine beslenemeyen, hayatının önemli bir kısmında başkalarına bir şekilde bağımlı yaşayan, biraz yaşlanınca da ne başındaki bir saç teline ne de ağzındaki dişe sahip çıkamayan bir tür. Ve ne yazık ki en kendini beğenmiş, en az kendinin farkında olan, en kibirli tür. 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...