1989 yılında il statüsü kazanan Karaman, tarih boyunca Bizans, Roma ve Hitit medeniyetlerine ev sahipliği yapmış, Binbir Kilise ve Manazan Mağaraları gibi önemli eserlere ev sahipliği yapmış bir yerleşim yeri olarak dikkat çeker. Ancak, günümüzde turizm potansiyelini değerlendirebilmesi için önündeki engellerle mücadele etmek zorunda.

Turizmin gözde destinasyonlarından biri olması gerekirken, Karaman adını genellikle farklı olaylarla duyuruyor. Tartan Konağı, Taşkale Tahıl Ambarları, Pirireis ve Kazımkarabekir gibi tarihi mekanlar ve şahsiyetler, hak ettikleri ilgiyi görmüyor. Bu durum, şehrin idarecilerinin turizme yeterince önem vermemesiyle doğrudan ilişkilidir.

Özellikle son dönemde Suriyelilerin elinde olan turizm piyasası, yerel esnafı mağdur ediyor. Ancak, konuyla ilgili ciddi önlemler alınmıyor. Bazı işletmelerin belgesiz ve ruhsatsız faaliyet gösterdiği söylenirken, şehrin turizm potansiyelinin göz ardı edilmesi büyük bir sorun olarak ortaya çıkıyor.

Karaman Valiliği, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü gibi kurumların turizm konusundaki eksiklikleri, şehrin potansiyelinin tam anlamıyla değerlendirilememesine neden oluyor. Şehrin üst düzey yöneticileri, turizme gereken önemi göstermediği takdirde, Karaman'ın var olan turizm potansiyelinin gölgede kalacağı aşikar.

Karaman'ın turizmdeki gerilemesi, sadece bir şehirle sınırlı değil, aynı zamanda tarihi ve kültürel mirasımızın da gölgesini oluşturuyor. Karaman'ın turizm sınavından geçebilmesi için, şehrin yöneticileri acil adımlar atmalı, turizme gereken önemi vermeli ve şehrin potansiyelini keşfetmelidir. Aksi takdirde, bu sessiz çığlık, gelecekteki nesiller için kaybolmuş bir hazinenin habercisi olabilir.

Şehrimizin turizmi ve geleceği için kendinize çeki düzen verin. Oturduğunuz koltukların hakkını verin. Bir şehrin kaderi ve geleceği ile oynamayın.