Sentetik uyuşturucuyla ilgili 5 yıldır çalışma yapılan Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Adli Tıp Anabilim Dalı Laboratuvarlarında şu anda en az 40 adet bonzai türevinin tespit edilebildiği bildirildi. 
Sokaklarda genel olarak bonzai olarak adlandırılan uyuşturucu, gerçekte ?Sentetik Cannabinoid? ismi altındaki birçok zehirli maddeden oluşuyor. Yeni nesil bu uyarıcı madde, uluslararası polisiye literatüründe de ?spice? adı altında tanımlanıyor. Tüm dünyayı etkisi altına alan ve ülkemizde de kullanımı artması sonucu ölümlerin yaşanması, bir anda dikkatleri bonzai üzerinde topladı.
Yaptığı bilimsel çalışmalarla ünü uluslararası düzeyde olan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Toksikoloji Analiz Laboratuvarı, sentetik uyuşturucuyla mücadele çalışmalarını 2009 yılından bu yana sürdürüyor. Bonzai zehrine karşı mücadelede önemli çalışmalar yürüten ekip ise, Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mete Gülmen, ÇÜ Adli Toksikolog Doç. Dr. Nebile Dağlıoğlu ve Araştırma Görevlisi Pınar Efeoğlu ve diğer personellerden oluşuyor.
Zehirle mücadele ile ilgili yaptıkları çalışmalar konusunda açıklama yapan ekibin lideri Prof. Dr. Mete Gülmen, sentetik uyuşturucu maddeleri kanda ya da idrarda tespit edebilen iki merkezden biri olduklarına dikkat çekiyor.

?DÜNYANIN EN DONANIMLI EKİBİNE SAHİBİZ?
Bonzaiyle ilgili uzmanlaşmış personellerinin olduğunu bildiren Prof. Dr. Gülmen, çalışmalara neden 2009 yılında başladıklarını da bakın şöyle anlatıyor:
?Her yıl şubat ayında yenilenen Amerikan Adli Bilimler Akademisi?nin bir oturumunda, Amerikan Federal Hükümeti?nin ilaç etkileşimleri konusunda en üst ismi olan otoritesi bana, ?sentetik cannabinoid (bonzai) diye bir şeyler başladı. Bunları hızla çalışıp, oturtmamız gerekiyor? dedi. Türkiye?ye döner dönmez Dilek isimli personelimizi bu konu için Amerika?ya, Pınar?ı Portekiz?deki Lizbon ve Kolombiya Üniversitelerine gönderdik. Doç. Dr. Nebile Dağlıoğlu da Teksas?ta workshopa katıldı. Ve bir anda tüm ekip, sentetik uyuşturucu maddelere daha da yoğunlaştık. Şu anda belki de dünyanın en donanımlı ekibiyiz."
İngiltere`de Randoks isimli bir şirketle anlaşma yaptıklarını belirten Prof. Dr. Mete Gülmen, kurulacak ekipmanlarla dünyaya entegre bir analiz laboratuvarına Türkiye?de sadece Çukurova Üniversitesi?nin sahip olacağını söyledi. Prof. Dr. Gülmen, ?Bu şirketle bir proje kapsamında çalışmamız bize, dünyada güncel ve son olan gelişme neyse, laboratuvarlarında uygulama neyse, biz de anında burada uygulayabiliyor olmayı kazandıracak. Yani Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Laboratuvarları, tüm dünyaya sentetik uyuşturucularla ilgili güncel bilimsel bilgi aktarabilecek gücü elde etmiş olacak? diye konuştu.
Türkiye`de bonzai üzerine ilk doktora tezi çalışmasının yine Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı?nda yapıldığını vurgulayan Prof. Dr. Gülmen, ?Bunun Türkiye için önemli bir çalışma olmasının yanı sıra, kısa zamanda referans gösterilecek bir konu haline dönüşecek. Dolayısıyla biz bu konuda hem deneyimliyiz, hem de bilimsel anlamda altyapıyı artık hazır hale getirmiş olduk. Çukurova Bölgesi bonzai ile mücadeleye hazır? dedi.
ÇÜ Tıp Fakültesi Adli Anabilim Dalı?ndan Adli Toksikolog Doç. Dr. Nebile Dağlıoğlu ise, bonzainin internette bitkisel içerikli olduğu yönünde reklamlar yapılarak satıldığı için, insanların ?bitkisel? lafına inanarak aldığına dikkat çekti. Bonzainin Türkiye?de 2011 yılında yasaklı grubuna giren bir tür ?uyuşturucu madde? olduğunu da belirten Doç. Dr. Dağlıoğlu, ?Bonzai bir uyuşturucu madde. Yani zehir. Ve yasal değil. Ancak, kişinin kanında ya da idrarında kolaylıkla tespit edilemediği için yasal gibi gösteriliyor. Bu kimyasallar çok fazla güncelleniyor olmasına karşın, biz laboratuvar olarak, tespit edilebilmesi için değişik yöntemler üzerinde çalışıyoruz. Sadece idrar ve kan gibi biyolojik örneklerde değil, saç, kol altı ve özel bölge kılında da bu maddelerin tespiti için çalışmalarımızı yürütüyoruz. En önemlisi de bonzai ile ilgili güncel çıkan maddeleri takip edip bunları cihazlarımızda tanıtıyoruz. Böylece tespit edebilme olasılığımız daha da artıyor? şeklinde konuştu.

?BONZAİNİN SÜREKLİ YENİ ÇEŞİTLERİ PİYASAYA SÜRÜLÜYOR?
Yakın bir tarihte tüm Türkiye?de kullanımının artacağını düşündüklerini dile getiren Doç. Dr. Nebile Dağlıoğlu, buna karşın halen Çukurova Bölgesi?nden kendilerine gelen olgularda, bonzaiye çok az rastlamalarının sevindirici olduğunu söyleyerek açıklamasını şöyle sürdürdü:
?Kimyasal zehir olduğu için sürekli bu madde güncellenip yeni çeşitleri ortaya çıkıyor. Gelecekte bunun daha fazla yayılacağını düşünüyoruz. Çünkü normal esrar üreticileri tarlaya ekiyorlardı ve her an yakalanma riskleri vardı. Ama şimdi bunu daha basit yöntemlerle yapıyorlar. Farklı isimlerle bilinen ve Türkiye?de üretimi olmayan kimyasalları yurtdışından getirerek, bir ev içerisinde rahatlıkla bonzai otunun yada herhangi bir otun üzerine sıkarak kurutuyorlar. Sonra da paketleyerek piyasaya sürüyorlar. Otun üzerine sıktıkları, toksik etkileri çok yüksek olan bir zehirli madde. Otların üzerine sıkarak, mendil tabir edilen kutular içerisine konulup Türkiye?de ?bonzai? ve ?Jamaika? isimleriyle satılıyor.?

?ADANA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ ORTAK ÇALIŞMA YÜRÜTÜYORUZ?
Adana Emniyet Müdürlüğüyle ortak çalışma yaptıklarını belirten Doç. Dr. Nebile Dağlıoğlu, şöyle devam etti:
"Emniyetin olay yerinden aldığı örneklerle paralel gidiyoruz. Bugüne kadar gelen kan örneklerinde çok rastlamadık. Diğer uyuşturucu maddeler bölgemizde halen çokça tüketiliyor. Bonzaide en büyük problem, kişinin kullanıp kullanmadığının tespitinin zor yapılabilmesi; hatta yapılamaması. Tespit edemediğimiz zaman o kişiye negatif sonuç verebiliyoruz. Tüm bu riskleri ortadan kaldırabilmek için, sentetik uyuşturucu maddeleri çok düşük oranda bile tespit edebilen İngiltere?deki Randoks isimli bir firmayla çalışmaya başlıyoruz. Onlarla ortaklaşa, yurt dışında ortaya yeni çıkan sentetik kannabinoidleri Türkiye?dekilerle paralel götürerek, bonzai konusundaki kütüphanemizi kendimiz oluşturacağız. Yeni gelen tüm dataları da zamanla yeni bilgilerle kütüphanemize ekleyeceğiz.?
Bonzaiyi doktora tezi yapan Araştırma Görevlisi Pınar Efeoğlu da, bonzainin yasal herhangi bir kısıtlılığı olmadığını hatırlattı. Bonzainin insanlar üzerindeki etkisinin bilimsel olarak henüz açıklanamadığına dikkat çeken Efeoğlu, "Çünkü bonzainin insan vücuduna verdiği tahribatla ilgili bilimsel bir çalışma yok" dedi.
Çukurova Üniversitesi Adlı Tıp Anabilim Dalı?nın yine bu konuya öncülük edip, bonzainin insan vücuduna verdiği tahribatı saptayabilmek için deneysel bir çalışma yapacaklarını da vurgulayan Pınar Efeoğlu, deney sonuçlarını bilim dünyası ile paylaşacaklarını kaydetti.