ANNELER CANDIR...YA BABALAR.....

Haftanın altı günü herkes mışıl mışıl uyurken rahatsız olmasınlar diye ayaklarının ucuna basarak hazırlanıp sessiz sedasız işe giden çoğu zaman vardiyalı çalıştığı için çocukları uyurken işten dönen yada onlar uyanık iken uyumak zorunda olup evlatlarını göremeyen, sılada gurbet yaşayan babalar..

Haftada bir gün evde kaldığında süpürge sesinden odadan odaya sürülüp en nihayetinde dışarı kovulan babalar.. Koşarak gelip annelerine sarılan sevgi pıtırcığı olan çocuğunu görünce "gel kızım bir de ben öpeyim diyen babasına üstünkörü  şöyle bir sarılma ile muhatap olunca yüreğine yumruk oturan babalar..

Üniversite okuyan çocuklarının annelerini aradıklarında ya da anneleri tarafından arandıklarında telefonda roman yazdıkları, gel gelelim sadece paraya ihtiyacı olduklarında hal hatır sorulan en uzun konuşmanın bir dakika sürdüğü babalar...

Sanki öcüymüş gibi "Baban gelsin sen görürsün gününü" diye umacı yapılan babalar..En son kendisine ne zaman bir kat elbise aldığını hatırlayamayan, cep telefonunun tuşlusunu ya da eskiyenini kullanan babalar....

Her ne hikmetse anlaşmazlık sonucu bozulan aile birliklerinde her zaman hep suçlu olan ve çocuklarını göremeyen babalar... Her şey kotarılıp halledildikten sonra olaydan haberdar olan ya da lütfen bilgi verilen babalar...Eve alınacak her hangi bir eşyada fikri değil parası sorulan babalar..

Babalar çok sever evlatlarını..Yaratılışları gereği anneler kadar naif, pratik değildirler bu doğru.. Çocuklarının terini sümüğünü silemezler ,popoları battığında değiştiremezler amenna..Bu sevginin, onlar için atan bir kalbin kıstası olmamalı bence..

Saymakla bitmez ama babalar da anneler kadar olmasa da kıymetlidir.Bilmem belki ben altı yaşında babamı kaybettiğim için böyle düşünüyorum kim bilir.

Hürmet ve muhabbetle..



Bekir Aydın