21. YILINDA
28 ŞUBAT MAĞDURLARI - "28 Şubat`ta Şehit Olma Hakkımı Elimden
Aldılar"
28 Şubat
sürecindeki baskılar nedeniyle TSK`den ayrılan ve iki evladından biri geçen yıl
şehit düşen eski Uzman Çavuş Küçük, çok sevdiği görevini bırakmak zorunda
kalmanın acısını hala yüreğinde hissediyor
Şehit babası
Küçük:
"Eşim
başörtülü olduğu için 28 Şubat sürecinde askerlik mesleğinden istifa etmek
zorunda kaldım. Başörtüyü bile çok gördükleri Şerife kadının bir oğlu şehit
oldu, diğer oğlu da hala sözleşmeli er olarak görev yapıyor"
"Bu
oğlumun şehadet belgesi. Bu şehadet belgesini satın alabilecek bir maddiyat
yok. Bu benim bu dünyada da öbür dünyada da kazandığım, kazanabileceğim en
değerli belgedir. 28 Şubat`ta şehit olma hakkımı elimden aldılar"
28 Şubat sürecindeki
baskılar nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) ayrılan ve iki evladından
biri geçen sene şehit düşen eski Uzman Çavuş Alaaddin Küçük, çok sevdiği
görevini bırakmak zorunda kalmanın acısını yaşıyor.
Karaman`da
hayvancılıkla uğraşan Küçük, 28 Şubat sürecinde eşi başörtülü olduğu için
yaşadığı baskılar yüzünden uzman çavuşluktan istifa etmek zorunda kaldı.
Ailenin iki oğlundan Sözleşmeli Er Oğuzhan Küçük, 26 Haziran 2017`de
Hakkari`nin Şemdinli ilçesi Tekeli-Gedik Tepe ve İran sınırına yakın 2867
rakımlı tepeye, Irak`ın kuzeyinden teröristlerce düzenlenen havan ve doçkalı
taciz ateşinde şehit düştü.
Küçük
ailesinin büyük oğlu Mücahit Hamza da başka bir ilde veya kurumda çalışma hakkı
olmasına rağmen sözleşmeli er olarak Hakkari`nin Çukurca ilçesinde görevini
sürdürüyor.
"Etek
boyu, saçların şekli bile tarif ediliyordu"
Şehit babası
Küçük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şanlı Türk ordusunun herhangi bir
biriminde görev yapmanın çocukluk hayali olduğunu söyledi.
Meclis`in
1992 yılında çıkardığı bir kanun üzerine uzman çavuşluğa müracaat ettiğini
belirten Küçük, "İmtihana girip kazandım. O şerefli elbiseyi giyerek
göreve başladım." dedi.
Mesleğini
severek yaptığını anlatan Küçük, "1996 yılından itibaren 28 Şubat süreci
yaşanmaya başladı. Ben karakolda görevliydim. Eşim Şerife de başörtülü bir
Anadolu kadını. Bu süreçte eşlerin başlarının açık olmasına ilişkin kılık
kıyafet genelgeleri gelmeye başladı. İlk gelen genelgeye uymadık. İkinci
genelgede ise `Eşlerin başı açık olacak ve resmi törenlere katılacak`
deniliyordu. Etek boyu, saçların şekli bile tarif ediliyordu." diye
konuştu.
"Çocuklarımı da böyle yetiştirdim"
Küçük,
önünde üç seçenek olduğunu dile getirerek şöyle devam etti:
"Ya
bunu kabul edecektik ya istifa edecektik veya atılacaktık. Askerlikten atılmayı
kaldıramazdım. Eşi başörtülü diye ilişiği kesildi bahanesini kimseye
anlatamazdım. Küçük düşürülmektense çok sevdiğim askerlik mesleğinden istifa
etmek zorunda kaldım. Çocukluğumdan beri hayalimde vatan uğruna şehit olmak
vardı. Tabii ki askeriyeye ölmek için girmedik. Ailemizde askerlik mesleği
kutsaldır. Hizmet etmek, ülkemizi düşmanlardan korumak, gerekirse canımızı
vererek şehadet şerbetini içmek düşüncesiyle bu mesleğe girdik. Çocuklarımı da
böyle yetiştirdim. Meslekten ayrılınca maddi ve manevi bir sürü zorluk çektim.
Yılmadım, vatanıma, milletime, devletime küsmedim, kırgınlığımız olmadı."
Başörtülü
kızının hayali subay veya özel harekatçı olmak
28 Şubat
sürecinde büyük sıkıntılar yaşayan eşinin, iki erkek evlat yetiştirerek vatan
hizmetine gönderdiğini anlatan Küçük, şunları söyledi:
"Geçen
yıl oğlum Oğuzhan şehadet şerbetini içti. Şahadet bizim inancımıza göre düğün
gibidir. Eşim başörtülü olduğu için 28 Şubat sürecinde askerlik mesleğinden
istifa etmek zorunda kaldım. Başörtüyü bile çok gördükleri Şerife kadının bir
oğlu şehit oldu, diğer oğlu da hala sözleşmeli er olarak görev yapıyor. Şerife
bacılar tarihte hiçbir zaman bitmemiştir, bitmeyecektir. Kızım Saliha,
başörtülü. İmam hatip lisesi son sınıf öğrencisi. Tek hedefi, subay veya özel
harekatçı olarak vatanına, milletine hizmet etmek. 28 Şubat`ta bizi hor
görenler, vatan ve bayrak sevgimizi hiçbir zaman azaltamadı."
Oğlunun
şehadet belgesini eline alarak 28 Şubat`ı yaşatanlara seslenen Küçük, mesleğine
devam etmiş olsaydı belki oğlu gibi şehitlik mertebesine erişebileceğini kaydetti.
Küçük, "Bu, oğlumun şehadet belgesi. Bu şehadet belgesini satın alabilecek
bir maddiyat yok. Bu benim bu dünyada da öbür dünyada da kazandığım,
kazanabileceğim en değerli belgedir. Onlara (darbecilere) hakkımı helal
etmiyorum. 28 Şubat`ta şehit olma hakkımı elimden aldılar." dedi